Altın Fiyatlarındaki Yükselişin Nedeni ve Gelecek Öngörüleri
Ukrayna’da devam eden çatışmalar, ABD gibi ülkelerin artan borçluluk oranları ve dünya genelinde merkez bankalarının izlediği güvercin para politikaları, altın fiyatlarının yükselişine zemin hazırladı. Bu yıl altının ons fiyatı yaklaşık %33 oranında değer kazanarak son 45 yılın en güçlü yıllık artışını gerçekleştirdi. Yılın başında 2 bin dolar seviyelerinde olan altının ons fiyatı, 2 bin 62 dolara kadar ulaştı ve 3 bin dolara doğru bir ilerleyiş gözlemleniyor. Bazı analistler, faiz indirimlerinin ve küresel belirsizliklerin devam etmesi durumunda yıl sonuna kadar bu fiyat seviyesine ulaşılabileceğini öngörüyor.
Altının ons fiyatı 2,758.42 Dolar Seviyesine Yükseldi
Altının onsu 23 Ekim’de uluslararası piyasalarda 35. kez rekor kırarak 2,758.42 dolara yükseldi. Ardından 25 Ekim’de 2,740 dolar seviyelerinden işlem gördü. Analistler, merkez bankası alımları, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirme politikası ve Orta Doğu’daki çatışmaların etkisiyle altın talebinin güçlü kaldığına dikkat çekiyor.
Petrol fiyatlarındaki düşüş, enflasyon endişelerini azalttığı için merkez bankalarına faiz oranlarını düşürmekte daha fazla alan sağlıyor. Düşük faiz oranları genellikle altına olan talebi artırırken, sabit vadeli mevduatlar gibi diğer yatırımları daha az cazip hale getiriyor. Analistler, eğer ABD’de faiz oranları düşerse, bu durumun dolar üzerinde baskı oluşturabileceğini, böylece dolar ile işlem gören altının diğer para birimlerinden alıcılar için daha cazip hale geleceğini belirtiyor.
Orta Doğu’daki gelişmeler, özellikle İsrail’in saldırıları piyasalarda tedirginliğe yol açarken, güvenli liman arayışıyla altının ons fiyatına yukarı yönlü destek veriyor. Kriz dönemlerinde yatırımcılar, portföylerinin bir kısmını altına kaydırmayı tercih ediyor ve altın, jeopolitik belirsizlik dönemlerinde güvenli bir liman olarak değerlendiriliyor.
Dünya Altın Konseyi’nin (WGC) hesaplamalarına göre, jeopolitik belirsizlikler eylül ayında altın fiyatlarındaki artışın yaklaşık beşte birine katkıda bulundu. Özellikle ABD seçimleri yaklaşırken, bu durumun bu ay da devam etmesi muhtemel görünüyor. 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerine yönelik belirsizlik, yatırımcıların altına yönelmesine sebep oluyor. Anketler, Demokrat Parti Adayı Kamala Harris ile Cumhuriyetçi Aday Donald Trump’ın neredeyse başa baş olduğunu gösteriyor.
Faiz İndirimleri Altın Fiyatlarını Olumlu Etkiliyor
Dünya genelinde enflasyon endişeleri zayıflarken, başta Fed olmak üzere merkez bankaları para politikalarını gevşetmeye devam ediyor. Küresel ekonomiler, enflasyonla mücadelenin sonlarına yaklaşırken, merkez bankalarının politika ayarlamalarına devam etmesi bekleniyor. Fed, 18 Eylül’de 4 yıl aradan sonra ilk kez faiz indirdi ve 50 baz puan düşürerek yüzde 4,75-5,00 aralığına çekti. Bu indirimin ardından iki hafta içinde altının ons fiyatı 7 kez rekor kırdı.
Analistlerin çoğu, Fed’in kasım ayındaki bir sonraki toplantısında 50 baz puan yerine 25 baz puan indirmesini bekliyor. Bu beklentinin azalması, altın fiyatları üzerinde olumsuz bir etki yaratmadı. Dünya Altın Konseyi’ne göre, tarihsel olarak faiz indirim döngüsünün başlamasını takip eden altı ayda altının ons fiyatı ortalama %6 yükseldi. Faizsiz bir yatırım aracı olan altın, düzenli gelir getirmediği için faiz oranlarının düştüğü ortamlarda talep görmeye devam ediyor.
Merkez Bankalarının Altın Alımları
Bazı yatırımcılar, sadece fiyat artışından dolayı altına yönelirken, vadeli işlemler piyasasındaki varlık yöneticileri ve brokerler, altın fiyatlarının yükseleceğine dair değerlendirmeleriyle uzun pozisyonların hacmini artırıyor. Ancak, Asya’dan gelen külçe ve sikke alımları, yılın başında altın fiyatları için önemli bir itici faktörken, şu anda fiziksel talep yönünde karışık sinyaller geliyor. Çin Merkez Bankası, Mart ve Nisan aylarında rekor altın alımları gerçekleştirmişken, Eylül ayında üst üste beşinci kez alımda bulunmadı.
Ancak analistlere göre, merkez bankalarının altın alımları bu yıl da talebi desteklemeye devam edecek. Altının birbiri ardına rekorlar kırmasının, yaklaşan ABD seçimleri veya vadeli işlemler piyasasındaki yüksek işlem hacimleri gibi kısa vadeli faktörlerden kaynaklandığı belirtiliyor. Merkez bankalarının altın alımlarına devam etmesi, Fed’in faiz indirim ihtimali ve Orta Doğu’daki gelişmeler, zayıflayan ekonomi ve artan borçluluk gibi jeopolitik ve makroekonomik risklerin sürmesi, orta vadede altın fiyatları için olumlu bir ortam oluşturuyor.
Kaynak: Sözcü
