İstanbul Maratonu’nun Tarihçesi
Dünyanın tek kıtalar arası maratonu olan İstanbul Maratonu’nun 46’ncısı, 3 Kasım Pazar günü koşulacak. Türkiye İş Bankası’nın isim sponsorluğunda gerçekleştirilecek bu büyük organizasyon, 1979 yılındaki ilk yarıştan bu yana her yıl artan bir ilgiyle büyümeye devam ediyor. Sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği maratona, profesyonel atletlerin yanı sıra halk koşusuna katılan birçok kişi de iştirak ediyor. Bu özellikleriyle İstanbul Maratonu, dünyada dikkat çeken en ilgi çekici maratonlardan biri olarak öne çıkıyor.
Tarihi Noktalar
Maraton, sporcuların start aldıktan sonra Anadolu ile Avrupa yakalarını birleştiren 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden geçerek başladığı zorlu bir mücadeledir. Güzergah boyunca atletler, 42 kilometrelik parkurun çeşitli noktalarında Deniz Müzesi, Dolmabahçe Sarayı, Fındıklı Camisi, Galata Köprüsü, Yeni Cami, Mısır Çarşısı, Sirkeci Tren Garı, Sepetçiler Kasrı, Topkapı Sarayı, Ahırkapı Sis ve Düdük Feneri, Küçük Ayasofya Camisi ve Gülhane Parkı gibi önemli yerlerden geçiyor. Büyük yarış, 2 saati aşkın bir mücadelenin ardından Sultanahmet Meydanı’nda son buluyor.
İlk Yarış: ‘1 Nisan Şakası’ Sanıldı
Yapımına 1970 yılında başlanan ve 1973 yılında Cumhuriyet’in 50. yılı vesilesiyle hizmete açılan Boğaziçi Köprüsü, İstanbul’da “Kıtalar arası koşulan maraton” fikrinin doğmasına zemin hazırladı. İlk kez 1973 yılında Tercüman Gazetesi tarafından gündeme getirilen Asya’dan Avrupa’ya koşma fikri, 1979’da bir grup Alman turistin girişimiyle hayata geçirildi. Atletizm Federasyonu tarafından Uluslararası Asya-Avrupa Maratonu adıyla düzenlenen bu organizasyona, Almanya, Belçika, Hollanda ve Türk atletler katıldı. İlk maraton, tertip komitesinin çabalarıyla gerçekleştirildi. Düşük bütçeye rağmen büyük zorlukların üstesinden gelen organizasyon ekibinin yardımına Almanya’dan 60 gönüllü sporcu yetişti. Asya-Avrupa Koşusu, gerekli önlemler alındıktan sonra 1 Nisan 1979’da “Dünyanın tek kıtalar arası maratonu” unvanıyla start aldı. İstanbul’da yaşayan halk, köprüde koşan insanları görünce bunun bir “1 Nisan şakası” olduğunu düşündü.
1982’de Büyükşehir Belediyesi’ne Devredildi
Maraton organizasyonu, 1982 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devredildi ve “Kıtalar Arası Avrasya Maratonu” adıyla koşulmaya başlandı. Bu süreçte kategoriler ve ödüller artırılmaya başlandı ve dünya çapındaki elit atletler davet edilmeye başlandı. Uluslararası kuruluşlardan tebrik ve destek alan maraton, 2001 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Atletizm Federasyonu tarafından ortaklaşa düzenlendi.
1999’da Tüm Gelir Depremzedelere Bağışlandı
17 Ağustos 1999’da yaşanan Gölcük Depremi’nin ardından maratonun koşulup koşulmayacağı tartışıldı. Ancak, “ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılı dönemi atlatmasında yararlı olacağı” kararıyla maraton gerçekleştirildi. Köprü üzerindeki riskler göz önünde bulundurularak katılımcı sayısı 75 bin kişi ile sınırlandırıldı ve elde edilen tüm gelir depremzedelere bağışlandı.
Avrasya Maratonu Ekranlarda
2000 Avrasya Maratonu, organizasyon tarihinde önemli bir yere sahip oldu. Koşu, TRT, NTV, CNN Türk gibi ulusal televizyon kanallarının yanı sıra dünyaca tanınan Eurosport’ta da naklen yayınlandı. Böylelikle Türk atletizminin başarısı ve İstanbul’un tarihi güzellikleri birçok ülkeye görüntülü olarak ulaştırıldı. Toplam 150 yerli ve yabancı gazeteci maratonu takip etti.
2006’da Çipli Sisteme Geçildi
Ödül miktarlarının artırılması ve atletlerin derecelerini anında ölçen elektronik zamanlama çipinin kullanılmasıyla, maraton 2006 yılında önemli bir ivme kazandı. O tarihten itibaren Avrasya Maratonu, uluslararası takvimde saygın bir organizasyon kimliğine büründü.
2008’de “Gümüş Kategori”ye Yükseldi
Avrasya Maratonu, gerekli kriterlerin sağlanmasıyla “Silver Label” nişanı kazanarak “Gümüş Kategori”ye yükseldi. Parkurun tarihi özellik kazandırılması amacıyla finiş noktası Beşiktaş’tan Sultanahmet’e alındı. 2008 yılında ayrıca İstanbul Maraton Fuarı düzenlenmeye başlandı. Etiyopyalı rekortmen atlet Haile Gebrselassie’nin fuara katılmasıyla etkinlik daha da renklendi. 2010 yılında altın kategoriye geçiş için gerekli girişimlerde bulunuldu ve “sağlıklı yaşam istasyonları” ilk kez kuruldu.
2012’de “Altın Kategori” Geldi
Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliğinin (IAAF) belirlediği kriterlerin yerine getirilmesi sonucunda 2012 yılında Kıtalar Arası İstanbul Avrasya Maratonu, “Altın Kategori”ye dahil edildi. Böylelikle maraton, dünyanın en iyi 17, Avrupa’nın en iyi 7 maratonu arasında yer aldı. Fuar, 2011 yılında İstanbul Merkezi’ne taşınarak Türkiye’nin en büyük spor fuarı haline geldi. 2013 yılından itibaren ise organizasyon İstanbul Maratonu adıyla düzenlenmeye başladı.
2016’da 15 Temmuz Şehitleri İçin Koşuldu
2016 yılında yaşanan darbe girişiminin ardından Halk Koşusu, “Kahramanlar Koşusu” olarak adlandırıldı ve yarış, “15 Temmuz şehitleri için koşuyoruz” sloganıyla organize edildi. Katılımcılar, “tavşan atlet” uygulaması ile desteklendi.
2019’da “Tavşan Atlet” Parkur Rekoru Kırdı
Kenyalı atlet Daniel Kipkore Kibet, 2019’da düzenlenen Vodafone 41. İstanbul Maratonu’nu erkeklerde parkur rekoru kırarak kazandı. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü gişelerinin yaklaşık 250 metre gerisinden start alan Kibet, 42 kilometre 195 metrelik parkuru 2 saat 9 dakika 44 saniyelik sürede tamamlayarak yeni bir rekor elde etti.
Salgında Önlemler Altında Koşuldu
Kovid-19 salgını nedeniyle dünya genelinde birçok maraton iptal edilirken, 2020 yılında İstanbul Maratonu’nun gerçekleştirilmesi için tüm önlemler titizlikle alındı. Start-finiş noktası Yenikapı Etkinlik Alanı olarak belirlendi ve yeni bir parkur hazırlandı. Sınırlı sayıda katılımcıyla gerçekleştirilen N Kolay 42. İstanbul Maratonu, sanal koşularla da Türkiye’nin 80 ilinde ve 55 ülkede düzenlendi.
45’incisi “Yüzyılın Koşusu” Temasıyla Gerçekleştirildi
İstanbul Maratonu’nun 45’incisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına özel olarak “Yüzyılın Koşusu” temasıyla koşuldu. 45 bin kişinin katıldığı maratonda, katılımcılar ay-yıldızlı bayraklarla Cumhuriyet coşkusunu yaşadı.