Fatih Erbakan’dan Ahlak ve Güven Vurgusu
Yeniden Refah Partisi’nin lideri Fatih Erbakan, partisinin genel merkezinde düzenlenen İl Başkanları Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Erbakan, Türkiye’nin günümüzde karşılaştığı en büyük tehdidin güven ve ahlak bunalımı olduğunu belirtti. Konuşmasında, “Sokak ortasında işlenen vahşi cinayetlerden, yenidoğan bebeklerin katliamına ve hatta bebek katilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne davet edilmesine kadar birçok kan dondurucu olayı maalesef yaşıyoruz. Korkunç bir tabloyla karşı karşıyayız; kendi ailesi içinde bir çocuğun canına kıyabilen aile üyeleri ve sentetik uyuşturucularla zombiye dönüşen gençler bu korku filminin setinde yer alıyor,” dedi.
Erbakan, toplumda yaşanan bu korkunç olayların, insanların huzursuzluk duymasına ve güven bunalımı yaşamalarına sebep olduğunu ifade etti. “Milletimiz, caddelerde, sokaklarda ve hastanelerde dahi kendisinin veya çocuklarının başına ne geleceğinden endişe duyuyor. Marketten aldığı gıda ürünü veya restoranda yediği yemekle ilgili ciddi kaygılar taşıyor. Toplumsal olarak büyük bir güven ve ahlak bunalımı içerisindeyiz. Her insanın ve her toplumun şeffaf, adil ve ahlaklı bir düzene ihtiyacı var,” diye ekledi.
Erbakan, bu durumun üstesinden gelebilmek için öncelikle ahlak ve maneviyat anlayışını her alanda benimsemek gerektiğini vurgulayarak, “Dünya görüşü ve materyalist zihniyet yerine maneviyatçı ve ahiret öncelikli bir anlayışa dönüş yapmalıyız,” dedi.
Asgari Ücret Açıklamaları
Fatih Erbakan, asgari ücret ile ilgili olarak da çarpıcı açıklamalarda bulundu. “Sayın Özgür Özel’in asgari ücretle ilgili dile getirdiği rakama 5 bin lira ekleyerek 35 bin lira demiştik. Bunu, iki asgari ücret alan bir hanenin en azından yoksulluk sınırında bir gelire sahip olması gerektiği anlayışıyla söyledik. Bugün yoksulluk sınırının 70 bin lira olduğu göz önüne alındığında, iki asgari ücretle bir hanenin bu sınırın altından kurtulmasını sağlamalıyız,” dedi.
Erbakan, müteahhitlere yapılacak ödemelerin büyük bir kısmının fazladan olduğunu ve bunun Sayıştay raporlarında da yer aldığını belirtti. “Vergi muafiyetleriyle 2,1 trilyon liralık bir tutarın, birkaç holdinge aktarılacağına, bu kaynağı millete vermeliyiz. Asgari ücret işveren tarafından ödeniyor ama bu süreçte işverene destek olmalıyız ki, 35 bin lira asgari ücret altında ezilmesin,” ifadelerine yer verdi.
Erbakan, asgari ücretin en azından 35 bin lira seviyesine ulaşması gerektiğini, bunun mantığının da iki asgari ücretin yoksulluk sınırına gelmesi olduğunu vurguladı. Ayrıca, 12 bin 500 lira emekli maaşlarının da iyileştirilmesi gerektiğini ve emeklilerin maaşlarının asgari ücret seviyesine çıkarılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Hukuk Süreci Üzerine Değerlendirmeler
Erbakan, ‘PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak’ suçundan tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında da görüşlerini paylaştı. “İktidar kanadı çok ciddi deliller olduğunu iddia ederken, muhalefet kanadı bu durumun hukuki dayanaktan yoksun ve siyasi bir süreç olduğunu ifade ediyor. Türkiye’de yıllardır yaşanan hukuki süreçler nedeniyle yargıya ve adalet kurumuna güvenin sarsıldığını biliyoruz. Ancak iktidarın söylediklerinin doğru olmasını temenni ediyoruz. Bunun siyasi bir süreç değil, hukuki bir süreç olmasını umuyoruz,” dedi.
Erbakan, kayyum atanması yerine belediye meclisinin seçeceği bir belediye başkan vekilinin görevi devralmasının daha uygun olacağını belirtti.
Kaynak: Sözcü