Zosia’nın Hikayesi: Vampir Efsanesi ve Tarihi Gerçekler
Zosia, 18-20 yaşları arasında hayatını kaybetmiş genç bir kızdı. Ancak, ilginç bir şekilde, ölü bedeni ayak bileklerine kilit takılmış ve boynuna demirden bir orak yerleştirilmiş şekilde gömülmüştü. Bu tür uygulamalar, o dönemde vampir olduğuna inanılan bireyler için yaygın bir gelenekti. İnsanlar, bu kişilerin geri dönmelerini engellemek amacıyla ayaklarına kilit takar, boyunlarına ise tılsımlı nesneler yerleştirirdi. Zosia’nın bu şekilde gömülmesi, komşuları tarafından bir “tehdit” olarak algılandığını göstermektedir.
3D Baskı ile Yüzü Yeniden Oluşturuldu
Zosia’nın yüzünü yeniden inşa etme süreci, 3D baskı teknolojisiyle başladı. Uzman araştırmacı Nilsson, Zosia’nın kafatasının 3D modelini çıkararak, kas yapılarını tek tek plastik kilden yeniden oluşturdu. Bu sayede, Zosia’nın yaşamına ışık tutan gerçekçi bir yüz tasarlandı. Kemik yapısı üzerinden elde edilen yaş, cinsiyet ve etnik köken bilgileri kullanılarak yüz hatlarının derinlikleri tahmin edildi.
Nilsson, “Onu bir insan olarak geri getirmek istedik; onu bir canavar olarak değil, hayatı olan bir genç kız olarak görmeliyiz,” şeklinde ifade etti. Araştırmalar, Zosia’nın muhtemelen zengin veya soylu bir aileden geldiğini, ayrıca sağlık sorunları nedeniyle sık sık bayıldığını ve baş ağrıları yaşadığını ortaya koydu. Bu belirtiler, o dönemde onu çevresindekiler için bir “tehdit” haline getirmiş olabilir.
Zosia’nın yaşadığı 17. yüzyıl Avrupa’sında, savaşlar ve hastalıklar nedeniyle doğaüstü varlıklara olan inançlar oldukça yaygındı. Nilsson’a göre, Zosia’nın mezarındaki koruyucu “tedbirler”, insanları korkutan ve dönemin batıl inançlarını yansıtan çarpıcı bir tablo sunuyor. Nilsson, bu canlandırmanın Zosia’nın mezarda “kapatılmış bir canavar” olarak değil, genç bir insan olarak anılmasını sağlamayı amaçladığını belirtti.
Kaynak: Sözcü