CHP MYK Toplantısı ve Gündem Değerlendirmesi
CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK), saat 13.20 itibarıyla Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında toplandı. MYK toplantısı sürerken, Parti Sözcüsü Deniz Yücel, toplantının gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Yücel, şu ifadeleri kullandı:
“İnsanlar ölür, fikirleri ölmez. Tıpkı Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimlerinin 86 yıl sonra hala ilk günkü gibi geçerliliğini koruduğu gibi… 57 yıllık yaşamı boyunca, bir ülkenin ve milletin emperyalizmin pençelerinden kurtarılışını ve tam bağımsız bir Cumhuriyet’in kuruluşunu gerçekleştirmiş bir devlet adamından bahsediyoruz. Bu büyük askeri deha ve devrimciyi, Büyük Önderimizi özlemle ve minnetle andık. Anıtkabir ve Dolmabahçe, Ata’sına koşanlarla dolup taştı. Yediden yetmişe herkes, O’nun emanetine sahip çıkacağını bir kez daha gösterdi. Ancak Erdoğan, Ata’sına duyduğu sevgiyi gösteren bu milyonlara, ‘Bunlar sosyal medya Atatürkçüsü, Atatürk’ü putlaştırıyor’ dedi.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, ‘Gazinin ömrü el verseydi bambaşka bir Türkiye görecektik’ diyen Erdoğan ile aynı görüşü paylaşmamız mümkün değildir. Ancak bu ifadelerinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e değil, II. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’ye ve CHP kadrolarına yönelik bir eleştiri olduğunu biliyoruz. ‘Kifayetsiz kadrolar’ dediği isimler, bu ülkenin kurucularıdır. Erdoğan kifayetsiz kadrolar arıyorsa, kendi parti yönetimine ve kabinesine bakabilir. Atatürk’e olan sevgisini ve saygısını gösteren, onun emanetine sahip çıkan milyonlar, elbette ki onu nasıl seveceklerini Tayyip Erdoğan’a sormayacaklardır. Kimse, Tayyip Erdoğan’ı Mustafa Kemal Atatürk ile karşılaştıracak kadar haddini aşan yalakalardan sanmasın.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, bağımsızlığımızın baş mimarı, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Ayrıca, gazilerimize derin şükranlarımı sunuyorum.
Hukuksuzluk ve Demokrasi Krizi
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Güçlü ve bağımsız devletleri ayakta tutan, ‘toplumsal mutabakat metinleri’ dediğimiz anayasalarıdır. Ancak, darbeler, muhtıralar ve olağanüstü hal (OHAL) dönemlerini atlatmış olan bu ülkede, tarih boyunca anayasa bu denli çiğnenmemişti. Bugün, hukuksuzluk ve baskı rejimi ülkemizde hüküm sürüyor. Demokrasi askıya alınırken, 85 milyonun geleceği tek bir kişinin siyasi hesaplarına kurban edilmek isteniyor.
AKP iktidarı, ilk genel seçimde iktidarı kaybedeceği gerçeğiyle yüzleştikçe, ülkedeki adaletsizlik daha da artıyor. Ekonomik kriz, hayat pahalılığı, işsizlik ve güvencesizlik sorunlarına çözüm bulmak yerine, ‘İktidarda kalmamı sağlayan her yol mübahtır’ anlayışıyla hareket ediyor. Öyle bir hale geldiler ki, 15 Temmuz hain darbe girişiminin sağladığı konforlu alanı kullanarak, OHAL döneminde çıkarılan kayyum uygulamasıyla sandıkta kazanamadıklarını demokrasiye darbe yaparak, halkın iradesini gasp ederek kazanmaya çalışıyorlar.
Esenyurt’ta Kayyum Uygulaması
Bu nedenle, bir davetiyeyle çağırılmasına rağmen, ifadesini verebilecek durumda olan ve yıllarını akademik çalışmalara vermiş, profesör unvanına sahip Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer, uyduruk delillerle tutuklandı ve yerine AKP’nin maşası olan bir kişi kayyum olarak atandı. Kayyum hukuksuzluğu Esenyurt ile sınırlı kalmadı; beş gün içerisinde Mardin, Batman ve Halfeti Belediyelerine de kayyum atandı.
22 yıllık iktidarında demokrasiye inanmayan, iktidarda kalabilmek için vatan haini FETÖ terör örgütüyle kolkola yürüyen, darbe girişimi için ‘Allah’ın bir lütfu’ diyen AKP, millete ve onun iradesine asla değer vermedi. Esenyurt Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Özer’in sabahın 05:00’inde bir şafak operasyonuyla gözaltına alınması ve makam odasının kapısının kırılması, AKP’nin kirli siyasetinin utanç verici bir parçasıdır.
Adalet ve Gelecek Mücadelesi
Bu kirli siyasetin yargı ayağının başında, her dönem kullanılmaya müsait bir isim var: İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek. Ahmet Özer’e açtığı terör soruşturmasıyla belediyeye kayyum atanmasının önünü açan Gürlek, dün gece yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile eşi, SPK üyeliğine atandı. Bu durum, AKP’nin yeni Zekeriya Öz’ü olmasının bir göstergesidir.
‘Yasal Bir Dayanağı Var mı?’ Zekeriya Öz, Akın Gürlek gibi isimler, evrensel hukuk kurallarına göre değil, siyasi iktidarın kendilerine açacağı kapıları önemser. Adaleti değil, koltuğunu önemser. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in görevden alınmasının ve tutuklanmasının siyasi bir operasyon olmadığını düşünen var mı? Seçilmiş belediye meclis üyelerimiz hakkında hiçbir soruşturma yokken, neden belediyeye alınmıyorlar? Yasal bir dayanağı var mı? Yok. Haklı bir gerekçe var mı? Yok. Mantıklı bir yanı var mı? Yok. O halde neden belediye meclis üyelerimiz belediyeye alınmıyor?
Çünkü iktidar güç gösterisi yapacak. AKP, Esenyurt’lulara diyor ki; ‘Siz belediye başkanı seçemezsiniz. Seçerseniz, sizin seçtiğiniz belediye başkanını uyduruk delillerle tutuklarım, görevden alırım, yerine kayyum atarım.’
Demokrasi ve İktidar İlişkisi
Bu durum, milletvekillerimizin ve seçilmiş belediye meclis üyelerinin belediyeye alınmaması, demokrasi adına bir utançtır. Sonunda, Grup Başkanvekilimiz Ali Mahir Başarır’ın Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüşmesi sonrasında, milletvekillerimiz belediyeye girmeyi başardılar. Meclis Başkanı’nın tutumu doğrudur; ancak gecikmiştir. 21’inci yüzyılda, İstanbul’un en büyük ilçesinde büyük bir zorbalıkla karşı karşıyayız. Üstelik bu zorbalıkta devletin polisi de alet ediliyor. Belediyemizi bariyerlerle kapatıp, polisle vatandaşı karşı karşıya getirmeye çalışmanız nafile bir çabadır. Halkın belediyesini hiçbir güç kapatamaz.
‘Halkın İradesine Saygı Gösterin’ Esenyurt’tan kendisine siyasi rant devşirmeye çalışan AKP’ye bir kez daha sesleniyoruz: Halkın seçtiği belediye başkanlarını itibarsızlaştırmaya çalışmak, halkın iradesini yok saymaktır. Soruyoruz: Siz hangi hakla, hangi yetkiyle halka ayar vermeye kalkıyorsunuz? Ekonomik kriz, hayat pahalılığı altında inim inim inleyen bir millet varken, siz siyasi operasyon peşindesiniz. Belediyelere kayyum atayarak, siyasi soruşturmalarla toplumun sinir uçlarıyla oynamaya çalışıyorsunuz.
Ekonomi Üzerine Eleştiriler
Bu ülkede hukuk güvenliği yoksa, anayasal düzen hiçe sayılıyorsa, ekonomik istikrar da beklenemez. Mevcut iktidar, enflasyonu körükleyen, orta kesimi yok eden bir ekonomik düzene hizmet ediyor. Erdoğan’ın ‘Enflasyon sürekli olarak inişte olacak’ söylemleri, gerçeklikten uzak. Merkez Bankası, enflasyon tahminini artırarak yüzde 44’e çıkardı. Yılbaşından itibaren bazı vergilere ve harçlara yüzde 44 oranında zam yapılacak. Bu durumda halk, vergiler altında ezilmeye devam edecek.
Geçen yıl ocak ayından bu yana zam almayan milyonlarca işçi ve emekçi, büyük bir yaşam mücadelesi veriyor. CHP olarak biz, asgari ücretin en az 30 bin liraya yükseltilmesi için her türlü mücadeleye destek vermeye hazırız.
CHP’de Kurultay Tartışmaları
Deniz Yücel, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yücel, “Oğuz Kaan Salıcı’ya yönelik ifadelerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bugün halkın, ‘CHP’de kurultay yapılsın’ gibi bir gündemi yok. Dolayısıyla halkın gündemi neyse, CHP’nin gündemi de o olacaktır. Bizim sosyal medya paylaşımımız birilerini rahatsız etmiş olabilir, ancak bu da siyasetin doğasında var.”
Bu bağlamda, CHP’nin kurultay gibi bir gündemi olmadığına, halkın sorunlarına çözüm üretmeye odaklandıklarına vurgu yaptı.
Sonuç Olarak
CHP, hukuksuzluk ve demokrasi darbesi bitene kadar mücadelesini sürdürecek. Herkes şunu bilsin ki, halkın iradesine sahip çıkmak adına her türlü çabayı göstereceğiz. Bu ülkeye adalet, demokrasi, huzur ve barış gelecek. AKP iktidarının kayyum atama uygulamaları, sandıkta en güzel cevabı alacak.
Bu vesileyle, tüm halkımızı, özgür basın mensuplarını ve demokrasi savunucularını bir araya gelmeye, haklarını savunmaya çağırıyoruz.