Ahmet Mümtaz Taylan’ın Ünlü Konukları ile Empati Programı
NTV ekranlarında yayınlanan Empati programı, Ahmet Mümtaz Taylan’ın sunumuyla her hafta farklı hayatların kapılarını aralıyor. Programda, haberlere konu olmuş ve tarihe damgasını vurmuş insan hikayeleri ele alınıyor. Konuklar, kendi yaşam deneyimleri üzerinden, başkalarının acılarını, mutluluklarını, aşklarını ve gözyaşlarını paylaşarak derin bir empati kurma fırsatı buluyorlar.
Yapımcılığını BBO Yapım ekibinden Şafak Bakkalbaşıoğlu ve Mahperi Altun Uçar’ın üstlendiği bu programda, Ahmet Mümtaz Taylan, konuklarına yaşanmış insan hikayelerini aktararak “Sen olsan ne yapardın?” sorusuyla izleyicileri düşündürüyor.
Bu Haftaki Konuk: Hande Doğandemir
Empati programının bu Çarşamba gecesi konuk olarak ağırladığı isim ise ünlü oyuncu Hande Doğandemir oldu. Doğandemir, ailesi, çocukluğu ve hayata bakışı hakkında içten paylaşımlarda bulunarak, yaşanmış hikayelerle empati kurma sürecini derinlemesine ele aldı.
Öne Çıkan Başlıklar ve Alıntılar
-
Ailem Çok Arkamda Durdu
Hande Doğandemir, üniversiteyi bitirdikten sonra Ankara’dan İstanbul’a gelme kararı almanın zorluklarını ve ailesinin desteğini şu sözlerle aktardı: “Okulu bitirip buraya gelmek, şimdi baktığımda hiç de küçümsenecek bir şey değil. Ailemi şimdi daha iyi anlıyorum. Tedirginliklerini, korkularını daha iyi hissedebiliyorum. Çok arkamda durdular, tüm endişelerine rağmen bana destek oldular.” -
14 Yıl Çocuk Hasreti Çeken Anne Babanın Kızı
Doğandemir, 14 yıl boyunca çocuk hasreti çeken bir ailenin kızı olarak yaşadığı duyguları paylaşarak şunları söyledi: “Tek çocuk olmanın getirdiği yükseklik ve yoğunlukta bir sevgi var. Bu, hayat boyunca karşılaştığın kişilerde o sevgiyi göremeyebilirsin. Ancak bugün, bu Hande olmaktan mutluyum.” -
Keşke Biraz Bencil Olabilseydim
Hande Doğandemir, başkalarını düşünme konusundaki tutumunu ifade ederken, “Keşke biraz bencil olabilseydim. Ailem, tek çocuk olmam dolayısıyla bencil olmamam için ellerinden gelen her şeyi yaptı. Ben de her zaman karşımdaki insanları daha fazla düşünen biriyim. Bunu kendime göstersem daha iyi olurdu.” şeklinde konuştu.
Bu samimi ve içten hikayeler, izleyicilere yalnızca Hande Doğandemir’in yaşamına dair bir bakış sunmakla kalmayıp, aynı zamanda insanların duygusal derinliklerine inmeyi de sağlıyor.