MÜJDE IŞIL / Antalya – Ulusal Uzun Metraj Yarışması’nın dördüncü ve dikkat çekici filmi “Mukadderat” ile karşınızdayız. Bu film, şimdilik festivalin en iyi filmi olarak öne çıkıyor. Yönetmenliğini Nadim Güç’ün üstlendiği “Mukadderat”, aynı zamanda onun ilk uzun metraj denemesi. Filmin senaristi ise tiyatro kökenli Erdi Işık. Başlığı biraz karamsar bir izlenim yaratıyor gibi görünse de, film mizah ve umut dolu bir atmosfer sunuyor.
Erdi Işık, filmdeki karakterlerin derinliğini artırmak için kendi ailesinden ilham almış ve filmi memleketi Cide’de çekmiş. Bu durum, filmin duygusal yoğunluğunu ve samimiyetini güçlendirmiş. “Mukadderat”, kocası vefat eden 65 yaşındaki Sultan’ın hikayesini anlatıyor. Sultan, yeni bir nefes bulabilmek ve kocasının hizmetini görerek zaman geçirebilmek amacıyla yeniden evlenmek isterken, aslında birey olarak nasıl ayakta durmayı öğrenmesi gerektiğinin yolculuğuna çıkıyor.
Film, toplumdaki kadın-erkek eşitsizliğini ele alırken, bu durumu çocukluktan başlayarak yetişkinlik ve yaşlılık dönemine kadar uzanan bir süreçte mizahi bir dille eleştiriyor. Erdi Işık, “Züğürt Ağa” filmindeki ‘ben karı istirem’ diyen yaşlı baba karakterini tersine çevirirken, “Sultan” karakteri ile Türkan Şoray’ın kendini ezdirmeyen karakterine de bir selam yolluyor.
“Mukadderat”ın kadınlara ve emekçilere hitabı, izleyicilere o kadar içten geldi ki, film sona erdiğinde salonda tam anlamıyla bir alkış tufanı koptu. Bu an, bizlere eski Yeşilçam günlerini anımsattı. Aslıhan Gürbüz, Osman Sonant ve Şerif Erol’un performansları da dikkat çekici. Özellikle Nur Sürer, bu rolüyle En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü şimdiden kazanmış gibi görünüyor.
