Meltem Güneş / ANKARA – Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca düzenlenen Dijital Bağımlılık ve Aile Çalıştayı’nda, sokaktaki oyunları yavaş yavaş terk eden bunun yerine dijital oyunları tercih eden çocuklar da dinlendi. Çalıştay kapsamında oluşturulan Çocuk Masası’nda, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Koruyucu ve Önleyici Hizmetler Daire Başkanı Eda Şirnevai, bakanlık bünyesinde çalışan psikolog ve çocuk gelişim uzmanları, yaşları 12-17 arasında değişen 16 çocuğun gözünden dijitalleşmeyle ilgili fırsat ve riskleri konuşuldu. Çocuklar fırsatları, “bilgiye kolay erişim, eğlenceli vakit geçirme, kolay alışveriş, marka tanıtımı yapmak, e-spor veya sosyal medya içerik üreticiliği ile maddi kazanç sağlama, kolay dil öğrenme” olarak sıraladı. Dijital tehlikelerin ise “dolandırıcılık, şiddet eğilimi, tehdit, taciz mesajları, yanlış bilgiler, tanımadığımız insanlarla muhatap olma, sahtekarlık, yanlış sitelere yönlendirme, zorbalık, fake (sahte) profiller, psikolojik şiddet, duygu sömürüsü (özellikle çocuk üzerinden etraftan para toparlamaya çalışılması), dijital hırsızlık, bağımlılık, istismar, uygunsuz içerik” olduğunu söylediler. Uzmanlar da doğru kullanım dengesine dikkat çekti.
Güçlü, hızlı, öfkeli…
Çocuklar, dijital oyunları oynarken kendilerini en çok rekabetin, kazanma duygusunun heyecanlandırdığını dile getirirken, oyunda en sık yaşadıkları duyguları da hırs, eğlence, öfke olarak sıraladılar. “Oyun oynamak size gerçek hayatta yapamayacağınız neleri yapabilme fırsatı veriyor?” sorusuna ise “Özgür olabilmek, tatmin, bedenimin gücünün yetmeyeceği şeyleri oyunda yapabilmek” yanıtını verdiler. Oyunlardaki karakterlerin hızlı, güçlü, becerikli, yakışıklı, cesur olduğunu söyleyen çocuklar, “Karakterlerle kendime yeni bir kişilik oluşturuyorum. O karakter benim arkadaşım gibi oluyor” dedi. Çocuklar, oyunlardaki karakterler gibi güçlü, hızlı olmak istediklerini belirtti.
Hava atıyorlar…
Çalıştaydaki çocuklar, arkadaşlarının da ailevi sorunlardan kaçmak, “hava atmak”, kendini ödüllendirmek için dijital oyunları oynadıklarını dile getirdi. “Oyun size ne kaybettiriyor?” sorusuna ise, “Zaman, sosyal çevre, gerçek arkadaşlık, sağlık (göz bozukluğu, beslenme bozukluğu, duruş bozukluğu)” yanıtları verildi. Çocuklardan bazıları oyun bitince sosyal çöküş yaşadıklarını söyledi. “Sokakta oyun oynuyor musunuz?” sorusuna 16 çocuktan 6’sı “Evet” derken, diğer çocuklar sokağa çıkmama nedenlerini “Oyun oynayacak çevrem yok, tehlikeli bir mahallede yaşıyoruz, yakınlarda oyun oynayabilecek yer yok” şeklinde sıraladılar.