Mütercimler’den Dış Politika Üzerine Çarpıcı Açıklamalar
SÖZCÜ TV’de İpek Özbey’in sunduğu ‘Karşı Karşıya’ programına katılan Erol Mütercimler, Türkiye’nin dış politikası hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “İsrail’in gözü bizim topraklarımızda” şeklindeki açıklamalarını yorumlayan Mütercimler, Türkiye’nin risk altında olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi: “Hayır, ancak her devlet her an bir çılgınlık yapabilir, bunu da aklımızda tutalım.”
Mütercimler, “İsrail Türkiye’ye saldıracak sanmıyorum. Güç analizi yapıldığında, böyle bir eylemde bulunma olasılığı yüzde 1 gibi görünüyor. Ancak stratejide bu yüzde 1, bazen yüzde 99’a galip gelebilir. Şu an için Türkiye ile İsrail arasında bir savaş durumu söz konusu değil,” şeklinde konuştu.
Mütercimler’in açıklamalarından öne çıkan bazı başlıklar ise şu şekilde:
Afgan ve Suriyeliler Üzerine Eleştiriler
- “Türkiye’nin geleceği açısından risk konuşulacaksa, bu riskin kaynağı nerede biliyor musunuz? Türkiye’nin içine kabul etmiş olduğu Afganlılar ve Suriye’den gelen milyonlarca kaçkın. Eğer yarın Türkiye’nin içinde bir olay organize edilecekse, bunun bunların eliyle yapılacağı kesin. Bu kadar büyük bir hatayı Türkiye nasıl yaptı, aklım almıyor.”
- “Afganistan’dan kaçkın getirmek hangi akla hizmet? ABD’nin eğittiği o Afgan genç askerleri neden buraya alıyorsunuz? Bunlar binlerce kilometre uzaktan geldiler, ne oluyor? İran neden bunlara geçit verdi?”
Ahmet Davutoğlu’na Yöneltilen Eleştiriler
- “Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık yapmış olan Ahmet Davutoğlu, ‘130 bin kişiyi alacağız’ dedi. Davutoğlu’nun yarattığı stratejik derinlik, stratejik bir bataklığa, karanlığa gömüldü. Ülkeyi ne hale soktu. Akıl veren mimarlardan biri değil mi? Bu kişi Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık yaptı.”
- “Hillary Clinton ile Sait Halim Paşa yalısında ne konuştular? Eğer bu, Ağustos 1914’te olduğu gibi Almanya sefiri Baron Wangenheim, Sait Halim Paşa, Talat Paşa ve Enver Paşa arasındaki bir konuşma ise, Türkiye’nin geleceği karanlık bir tabloyla karşı karşıya demektir. Siz neden bu kadar kaçkını aldınız?”
