Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e Tepkiler Sürüyor
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyum atanması, kamuoyunda geniş yankı buldu. Eski İstanbul Baro Başkanı Turgut Kazan, yargının bağımsızlığını yitirdiğini ve bu durumun tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. Kazan, yaptığı açıklamada, “Herkes kayyum atamasını kanunda olan bir şey sanıyor. Sanki Kenan Evren döneminde uygulanan bir şeymiş gibi düşünülüyor. Ancak durum böyle değil. Erdoğan da yargılandı ama belediye başkanlığına dokunan olmadı. O dönemki anayasal düzen ile bugünkü suçlamalar eşdeğerdi. Seçme hakkını kaybetme durumu ağır bir suç sayılıyordu. Seçilme hakkını kaybetsin demiyorum ama o dönemde kimseye dokunulmadı” diye belirtti.
Yargıtay Onayı ve Seçim Süreci
Kazan, yargı sürecinin nasıl işlediğine de dikkat çekerek, “Yargıtay onaylamadan önce itirazsız bir şekilde belediye başkanlığı yapıldı. Yargıtay onayınca, ceza kesinleşince yasal olarak belediye başkanlığı düşüyordu. Bu durumda vali, 15 gün içinde seçim yapılmasını talep eder ve Belediye Meclisi toplanarak seçim yapar. Bizim yasal düzenlememiz bu şekildedir. Ancak 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Erdoğan, KHK ile kayyum uygulamasını hayata geçirdi. Bu, bir ek madde ile yasalaştırıldı. Yani bu, Kenan Evren değil, doğrudan Erdoğan’ın yasasıdır.”
Yargının Bağımsızlığının Kaybolması
Kazan, yargının şu anki durumunu eleştirerek, “Ne isterse yapabileceği, denetimi mümkün olmayan bir yasa olarak uygulanıyor. Bu yaşananlar, doğrudan Erdoğan’ın eseridir. Özellikle KHK’ya ekleme yaparak bu süreçleri hızlandırmıştır. Örneğin, Remzi Kartal ile konuştu deniyor; biri konuşunca aylık alıyor, diğeri konuşunca tutuklanıyor. Ancak Erdoğan’ın elinde yargı, yargı olmaktan çıkmıştır. Hiç kimsenin özgürlüğünün ya da malının mülkünün güvenliği kalmamıştır. Bu nedenle sandığa sahip çıkarak tek adam rejimine son verilmelidir.” ifadelerini kullandı.
Terör Suçlamalarının Geçersizliği
Bülent Yücetürk, bir hukukçu olarak bu durumu değerlendirdi ve “Bu davayı sadece hukuken ele alırsak, eksik bir değerlendirme yapmış oluruz. Çünkü Türk Ceza Kanunu’na göre terör örgütü üyeliğinin şartları nettir. Basit delillerle bir insanı suçlamak doğru değildir. Özer, belediye başkanı olmasaydı muhtemelen bu operasyon yapılmayacaktı. Amaç, CHP’yi DEM ve PKK ile aynı paralel yapıda göstererek, kara propaganda yapmak ve iç çatışmalar yaratmaktır. Temel hedef Ekrem İmamoğlu’nu saf dışı bırakmaktır. Bu tamamen önceden kararlaştırılmış, bir ajanda çerçevesinde kurgulanmış bir senaryodur.” şeklinde konuştu.
Kaynak: Sözcü