IMF ve S&P’nin Geri Dönüşü: Asgari Ücret ve Enflasyon Tartışmaları
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kabineye yeniden dönmesiyle birlikte, Türkiye’nin uluslararası mali kuruluşlarla ilişkileri yeniden şekillenmeye başladı. Uzun yıllar borç almadan yönetimlerini sürdüren iktidar, şimdi Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2018 yılında “Haddini bil” diyerek eleştirdiği kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s’un (S&P) politikaları ile yüzleşmek zorunda kalıyor. Bu değişim, IMF ve S&P yetkililerinin, ülkenin artan enflasyonu karşısında geçim savaşı veren asgari ücretlileri sorumlu tutmasıyla daha da belirgin hale geldi.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, asgari ücrete yılbaşında yapılması planlanan zam konusunda yüzde 25’lik bir artış öngördüğünü belirtti. Bu açıklamanın hemen ardından, IMF Türkiye Masası Başkanı Jim Walsh, asgari ücrete hedeflenen enflasyon oranında bir zam yapılmasını önerdi. Walsh, yüksek bir artış yerine, hükümetin yoksul kesimlere yönelik sosyal programlar geliştirmesini tavsiye etti.
Yüzde 30 Artış Önerisi
2025 yılı için Türkiye Merkez Bankası’nın belirlediği enflasyon hedefi yüzde 14, Orta Vadeli Program’da ise iktidarın hedefi yüzde 17.5 olarak kaydedildi. Ancak Türkiye İstatistik Kurumu’nun eylül ayı enflasyonu yüzde 49.38 seviyesinde bulunuyor. Öte yandan S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill, asgari ücrete yüzde 30 oranında bir zam önerdi. Anadolu Ajansı’na verdiği demeçte, “Beklentimiz, asgari ücretin muhtemelen enflasyon hedefi ile geçen yıl ve bu yılın sonundaki enflasyon arasında bir ortalamada artırılması yönünde. Bu yıl sonunda enflasyonu yaklaşık yüzde 44 olarak öngörüyoruz. Yani yüzde 44 ile hedeflenen yüzde 17’nin ortalaması yaklaşık yüzde 30” ifadelerini kullandı.
IMF Politikalarının Uygulanması
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ekonomisti Dr. Coşkun Cangöz, IMF’nin Türkiye ekonomisine ilişkin raporunu analiz ederek, iktidarın açıkladığı Orta Vadeli Program (OVP) ile karşılaştırdı. Cangöz, “IMF raporundaki öneriler ile OVP’de yer alan politikaların uyumlu olduğu gözleniyor. Aslında birbirimizden farkımız yok. Ekonomi yönetimi, IMF’nin de benimsediği ortodoks politikaları uygulama yoluna gitmiş durumda” değerlendirmesini yaptı.
Kaynak: Sözcü