İstanbul’da Yangın Duruşması
İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi, Marmara Cezaevi’nin karşısındaki duruşma salonunda yangınla ilgili davanın görülmesine devam etti. Duruşmada, 5 tutuklu sanık, bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulundu. Müştekiler, avukatları ve izleyiciler de duruşmaya katıldı. Bazı müştekiler, bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandılar.
Gece kulübünde muhasebe müdürü olarak görev yapan tanık Berna Çaltepe, 2011 yılından itibaren kulüpte çalıştığını ve tüm mali konularla ilgilendiğini belirtti. Çaltepe, mekan sahibinin Şahzade Şekergümüş olduğunu, ancak bir dönem kulübün kendisinin üzerinde bulunduğunu, bunun yanı sıra Şekergümüş ile aralarında baba-kız gibi bir ilişki olduğunu ifade etti. Yangınla ilgili olarak, kulüpte daha önce böyle bir durumla karşılaşmadığını, duvar için kullanılan malzemenin yanmaz özellikte olduğunu faturalardan bildiğini aktardı.
Çaltepe, “Her yıl yangın söndürme aletlerini yeniliyorduk. Şahzade Bey, her konuyla ilgili bilgisi olmasını isterdi. Çalışanlara iş güvenliği eğitimi verilmişti. Sabit bir iş güvenliği uzmanımız vardı. Mekan açık olduğunda 600-700 kişi oluyordu. Tadilat izninin alınmadığını bu olaylar nedeniyle biliyorum. Kulüp aktifken yeşil ‘çıkış’ yazılı tabelalar bulunuyordu. Her şeyi detaylı hatırlamıyorum, ancak bunların faturaları mevcuttur. Yangın tüplerinin çalışıp çalışmadığını bilmiyorum. Yangında muhasebe bölümünde zarar olup olmadığını da bilmiyorum.” dedi.
Gece kulübünde garson olarak çalışan tanık Engin Eser, olay günü izinli olmasına rağmen iş yerine sevdiği için gittiğini belirtti. İş yeri çalışanlarının bulunduğu mesaj grubundan “Gelmezseniz işten çıkarılacaksınız.” şeklinde bir mesaj almadığını, ancak olaydan önceki gün gruba “Tüm ekip 11’de mekanda olsun.” mesajı gönderildiğini anlattı. Eser, sahne için gelecek ürünün indirileceği için herkesin çağrıldığını ifade etti.
“Yangın 30 Saniye İçinde Çok Büyüdü”
Yangına kulübün kapısında yakalandığını belirten Eser, “Ben iş sağlığı güvenliği dersine denk gelmedim. Yangın tüplerinin değişimine de denk gelmedim. Son hafta olduğu için olay günü sahne kurulacaktı. Yangın başlangıçta küçüktü, ancak 30 saniye içinde çok büyüdü.” diye konuştu. Tutuksuz sanık Dursun Çelik de çalışanların yangın çıkarmak için değil, sipariş edilen platformu teslim etmek için orada bulunduklarını ve yangının nasıl çıktığının videolarda görüldüğünü dile getirdi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına ve 21 Ekim Pazartesi günü olay yerinde keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı kasım ayına erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 29 kişi “maktul”, 27 kişi “müşteki” ve 9 kişi “sanık” olarak yer aldı. İddianamede, 2 Nisan’da saat 12.35 sıralarında “Masquerade” isimli iş yerinde yangın çıktığına ilişkin ihbar üzerine itfaiye ve sağlık ekiplerinin olay yerine sevk edildiği, itfaiye görevlilerinin içeride mahsur kalan kişileri dışarıya çıkardığı belirtiliyor. Yangında 29 kişinin hayatını kaybettiği vurgulanıyor.
Müşteki şüpheli Ercan Erkan, dumandan etkilenen Usamettin Yıldırım ile Gülden Taşpınar’ın yangında yaralandığını kaydederken, savcılık ve bilirkişi heyetinin olay yerinde yaptığı inceleme neticesinde gece kulübü işletmesinin sahiplerinin Şahzade Şekergümüş, Fatma Dörtgül ile Mehmet Memduh Ceylan, mesul müdürünün ise İsmet Şen olduğu belirlendi.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve kusurlu bulunan 7 kişi ile Sibel Çelik’in tutuklandığı, ancak Çelik’in tutukluluğuna itiraz sonrası tahliye edildiği ifade edilen iddianamede, olaya ilişkin yangın raporuna da yer veriliyor. Raporda, yangının söndürülmesi sonrası yapılan incelemede, işletmenin mal kabul bölümü girişine göre yaklaşık 15 metre mesafede yanmaya dayalı ağır tahribat ve deformasyonun meydana geldiği, bu alandaki detaylı incelemede tadilat amacıyla kullanılan elektrikli kaynak makinesi ve elektrikli metal kesme motoru gibi elektrikli el aletleri ile çeşitli sanayi tipi oksijen tüplerinin bulunduğu gözlemlenmiştir.
İddianamede, iş yerinde acil durum aydınlatmaları ve yönlendirme levhalarının bulunmadığı, mevcut sprinkler söndürme sistemi ve yangın dolaplarının çalışmadığının tespit edildiği vurgulanarak, itfaiye ekiplerince yangının söndürülmesinin ardından gece kulübünün çeşitli noktalarında hareketsiz yatan kişilerin bulunduğu belirtiliyor. Mevcut söndürme sistemi ve yangın dolaplarının çalışmaması ile acil durum aydınlatmalarının olmaması tespitlerinin birlikte değerlendirilmesiyle, elektrikli kaynak makinesi kullanılarak kolay yanıcı malzemelerin bulunduğu tadilat işleminin yapıldığı gece kulübünde yangının öngörülebilir olduğu kaydediliyor. “Ancak şüpheliler tarafından özen yükümlülüğüne aykırı davranılması nedeniyle öngörülebilir ancak istenmeyen bir neticenin gerçekleşmesine sebebiyet verildiği ve bu haliyle şüphelilere isnat edilen eylemin bilinçli taksir boyutunda manevi unsur içerdiği kanaatine varılmıştır.” denilmektedir.
Sanıklar Kahraman Erdem, Çağatay Altunel, Şahzade Şekergümüş, Fatma Dörtgül, Mehmet Memduh Ceylan, İsmet Şen, Dursun Çelik, Sibel Çelik ve İbrahim Bildirici’nin “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
Birleştirilen dosya kapsamında sanıklar Beşiktaş Belediyesi Başkan Yardımcıları Ali Rıza Yılmaz, Ahmet Koray Bayraktaroğlu, Yasemin Saral, Ahmet Mithat Şermet, İtfaiye Çavuşu Fazlı Yavuz, eski İtfaiye Zabıta Amiri Numan Bulburu, eski İtfaiye Müdür Yardımcısı Tuncay Akdağ, eski İtfaiye Teknik Müdür Yardımcısı Şükrü Öztürk ile belediyede çalışan kamu görevlileri Feridun Tayfun Erelmas, Lalehan Taşdelen Başkaya, Nilüfer Oğuz, Rahşan Tekin Ölmez ve Uğur Türkyılmaz hakkında ise “görevi kötüye kullanma” ve “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçlarından 2 yıl 6 aydan 17 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
