Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Mezuniyet Töreni
Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu, her yıl 30 Ağustos’ta mezunlarını uğurlamaktadır. Bu yıl da kıta görevlerine gidecek olan genç teğmenler, düzenlenen törenin ardından silah arkadaşları ile bir araya gelerek, kılıçlarını kaldırıp ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz‘ ifadesini haykırdılar.
Türk Ordusunda görev alacak bu genç teğmenlerin bu sözleri, Türkiye’nin siyaset arenasında tartışmalara yol açtı. AKP‘ye yakın gazeteciler ve sosyal medya trolleri tarafından hedef haline getirilen genç teğmenler hakkında, Cumhurbaşkanı Erdoğan da “O kılıçları kime çekiyorsunuz?” diyerek sert bir tepki göstermiştir.
Subaya Hakarete İfade Özgürlüğü
Karalama kampanyaları o denli ileri gitti ki, Gazeteci Barış Terkoğlu‘nun aktardığına göre, Kara Harp Okulu‘nu birincilikle bitiren Teğmen Ebru Eroğlu hakkında yapılan hakaretleri savcılığa taşıdı. Ancak savcılık, bu durumda ifade özgürlüğü kararı verdi.
TSK’nın İtibarı Zedelendi
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, teğmenlerin ihracının istendiği yönündeki iddialara ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada, “İlgili personel Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Mesele okunan metin değil, emre uyulmamasıdır. TSK’yı tartışmaya açıp itibarını zedelediler” denildi.
Yaşanan bu tartışmalar, akıllara Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk‘ün 31 Temmuz 1920 tarihinde, Afyonkarahisar Kolordu Dairesi’nde subaylara hitaben yaptığı o anlamlı konuşmayı getirdi.
Düşman Önce Subayları Hedef Alır
Ulu Önder, düşmanların önce Türk Subaylarını hedef alarak onları itibarsızlaştırmayı amaçladığını belirttiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
- -Millet, bağımsızlığının muhafazasından ibaret olan hayati gayesinin teminini ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler. İşte subayların yüce olan vazifesi budur.
- -Allah göstermesin, milletin bağımsızlığı ihlal edilirse bunun vebali subaylara ait olacaktır. Subaylar, izah ettiğim yüce, mukaddes ve her açıdan üzerlerine düşen vazife itibariyle, bütün mevcudiyetleriyle ve dikkat ve felsefeleriyle, giriştiğimiz bağımsızlık mücadelesinde birinci derecede faal ve fedakâr olmak mecburiyetindedirler.
- -Şahsi ve hususi itibariyle de subaylar, fedakârlar sınıflarının en önünde bulunmak mecburiyetindedirler. Çünkü düşmanlarımız herkesten önce onları öldürürler. Onları aşağılar ve hor görürler.
- -Hayatında bir an bile olsa subaylık yapmış, subaylık izzetinefisini, şerefini duymuş, ölümü küçümsemiş bir insan, hayatta iken, düşmanın tasarladığı ve reva gördüğü bu muamelelere katlanamaz. Onun yaşamak için bir çaresi vardır; Şerefini korumak! Halbuki düşmanlarımızın da kastettiği, o şerefi ayaklar altına almaktır.
- -Dolayısıyla subay için “ya istiklal, ya ölüm” vardır. Fakat arkadaşlar, ölmeyeceğiz; bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima bağımsız görmekle bahtiyar olacağız.
Kaynak: Sözcü