Kolomb’un Kalıntıları Üzerine Yapılan Araştırmalar
Kristof Kolomb’un kalıntılarıyla ilgili araştırmalar, son 20 yıldır devam etmekte. Araştırmacılar, Kolomb’a ait olduğu düşünülen kemikleri, ailesinin üyeleri ve soyundan gelenlerle karşılaştırarak kesin sonuçlara ulaşmayı başardılar. Kolomb’un mezarıyla ilgili olarak yıllardır süren tartışmalar, naaşının farklı yerlere taşındığına dair iddialar nedeniyle daha da derinleşmişti. Bazı uzmanlar, Kolomb’un Dominik Cumhuriyeti’nde gömülü olduğunu öne sürerek bu konuda kanıtlar aradı.
Bu araştırmayı yürütmekte olan adli bilimci Miguel Lorente, yaptığı açıklamada, “Günümüzdeki yeni teknolojiler sayesinde Sevilla’daki kalıntıların Kolomb’a ait olduğunu kesin olarak doğrulamayı başardık,” dedi. Kolomb’un kalıntıları uzun zamandır Sevilla Katedrali’nde bulunuyordu; ancak 2003 yılına kadar mezarın açılmasına izin verilmemişti.
Daily Mail’de yer alan habere göre; Lorente ve tarihçi Marcial Castro tarafından açılan mezarda daha önce bilinmeyen kemikler keşfedildi. O dönemin DNA teknolojisi, yalnızca küçük miktardaki genetik materyali doğru analiz etmekte yetersiz kalmıştı. Araştırmacılar, aynı katedralde gömülü olan Kolomb’un oğlu Hernando ve kardeşi Diego’nun kalıntılarından da faydalandılar. İlginç bir şekilde, akrabalarının kemikleri, Kolomb’un mezarında bulunan kemiklerden çok daha büyük boyutlardaydı.
Gelişmiş DNA teknolojisi sayesinde, araştırmacılar Kolomb’un kökeni hakkındaki tartışmaları da aydınlatmayı planlıyorlar. Kolomb’un İtalyan olup olmadığı sorusu, bilim dünyasında uzun bir süredir tartışma konusudur. Bazı uzmanlar, onun Cenova‘da doğduğunu savunurken, bazıları Polonya, İspanya hatta İskoçya veya Katalonya kökenli olabileceğini öne sürmektedir. Ayrıca, Kolomb’un Yahudi olabileceği teorisi de gündemdedir.
Araştırmacılar, Kolomb’un gerçek kökenine dair bulguların “Columbus DNA: Gerçek Köken” adlı belgeselde açıklanacağını belirttiler. Kolomb, 3 Ağustos 1492’de Palos Limanı’ndan Asya’nın zenginliklerine ulaşma umuduyla yola çıkmıştı. Üç gemisi — Nina, Pinta ve Santa Maria — ve yaklaşık 100 kişilik mürettebatıyla çıktığı bu yolculuk, onu Asya yerine bambaşka bir kıtaya ulaştırdı.
12 Ekim 1492’de Bahamalar’a ayak basan Kolomb, daha sonra Küba’ya ulaştı ve burayı Çin anakarası sandı. İki ay sonra ise başka bir adayı Japonya zannetti. Kolomb’un 1493’teki ikinci seferinde, Porto Riko’ya ayak basarak buradaki Taino halkını köleleştirdiği biliniyor. Kolomb’un gelişiyle birlikte 7 milyon Taino, dört yıl içinde hastalıklar ve işkence nedeniyle hayatını kaybetti. Avrupalıların gelişiyle birlikte çiçek ve kızamık gibi hastalıklar da yayıldı.
Ayrıca, Kolomb’un Amerika’ya frengi benzeri hastalıkları getirdiği öne sürülse de, son bulgular bu hastalıkların binlerce yıl önce Amerika’da var olduğunu göstermektedir. Ocak ayında yayımlanan bir araştırma, Santa Catarina, Brezilya’da yaşayan dört kişiye ait 2 bin yıllık kalıntılarda frengi benzeri belirtiler keşfetti. Bu bulgular, frengi hastalığının kökeniyle ilgili yeni soru işaretleri yaratmaktadır. Basel Üniversitesi’nden araştırmacı Kerttu Majander, “Bu bulgular, Amerika kıtasında frengi benzeri hastalıkların yüzyıllardır var olduğunu kanıtlıyor; ancak frenginin cinsel yolla bulaşan bir hastalık olarak kökeni hala belirsizliğini koruyor,” dedi.
Kaynak: Sözcü