1- Kemik erimesine karşı bu önerilere dikkat!
Menopoz süreciyle birlikte östrojen hormonunun seviyesinin düşmesi, kadınların %80’inde sıcak basması ve terleme gibi rahatsız edici belirtilere yol açarken, aynı zamanda ‘osteoporoz’ olarak bilinen kemik erimesi riskini de artırmaktadır. Menopoz dönemine girmeden önce, kadınların kemik erimesine karşı önlem alması son derece önemlidir. Doç. Dr. Faruk Abike, bu önlemler arasında düzenli egzersiz yapmanın, günde en az 30 dakika tempolu yürüyüş yapmanın, sağlıklı beslenmenin ve alkolden, sigaradan uzak durmanın yer aldığını vurgulamaktadır. Yapılan araştırmalar, sigaranın kemik kaybını hızlandırdığını göstermektedir.
2- Aşırı kilodan kurtulun, ideal kilonuza sağlıklı bir şekilde ulaşın!
Son yıllarda ülkemizde yaygınlaşan aşırı kilo ve obezite, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Özellikle obezite hastalarında yağ dokusundaki aşırı östrojen, rahim içi kalınlaşma, polip, miyom ve ilerleyen dönemlerde rahim kanseri riskini önemli ölçüde artırmaktadır. Aşırı zayıf olmanın da östrojen seviyesini düşürerek kemik kırılmalarına yol açabileceğini ifade eden Doç. Dr. Faruk Abike, bu nedenle menopoz öncesi ve menopoz döneminde ideal kiloyu korumanın büyük bir öneme sahip olduğunu belirtmektedir. Aşırı kilolardan kurtulmak amacıyla şok diyetler, zayıflatıcı iğneler ve bitkisel ürünler gibi sağlıksız yöntemlere başvurmanın, sağlığa ciddi zararlar verebileceğini ve hatta hayati riskler oluşturabileceğini vurgulayan Abike, kilo vermenin mutlaka sağlıklı yollarla, gerektiğinde uzman desteği alarak yapılması gerektiğini söylemektedir.
3- Ailenizde risk unsuru varsa çok daha dikkatli olun!
Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Faruk Abike, ailedeki risk faktörlerinin son derece önemli olduğunu belirterek şunları ifade etmektedir: “Kişinin annesi, teyzesi veya anneannesi gibi yakın akrabalarında kanser öyküsü varsa, bu durum riski doğrudan artırmaktadır. Bu nedenle mutlaka tarama testleri yapılmalı ve takiplere daha erken başlanmalıdır. Sadece kanser değil, miyom ve endometriozis için de benzer riskler geçerlidir. Örneğin, annesinde endometriozis bulunan bir kızın bu hastalığa yakalanma riski diğerlerine göre 7-10 kat daha fazladır. Kadınlarda en sık rastlanan meme kanserinin %95’inde aile öyküsü bulunmamakta, ancak %5’lik bir grupta genetik testler yapıldığında BRCA-1-2 mutasyonu varsa meme kanseri riski %80 oranında artmaktadır. Bu durum oldukça ciddidir. Günümüzde riskler gerçekleşmeden önlemini almak son derece kolaydır; bu nedenle gerekli testlerin yaptırılması ve düzenli muayenelerin ihmal edilmemesi gerekmektedir.”
4- Sağlıklı beslenin, gelişigüzel vitamin takviyesi almaktan kaçının!
Östrojenin koruyucu etkisinin kaybolmasıyla menopoz döneminde kemik erimesi, kalp-damar hastalıkları, kolesterol gibi sağlık sorunlarının ortaya çıkma ihtimali artmaktadır. Bu nedenle sağlıklı beslenmeye özen göstermek, sebze, meyve, kurubaklagiller, fındık, badem, ceviz, yoğurt, kefir ve balık gibi besinleri tüketmek önemlidir. Ayrıca aşırı kafeinli ve gazlı içeceklerden uzak durulması gerekmektedir. Günümüzde enerji artırmak amacıyla doktora danışılmadan gelişigüzel multivitamin kullanımı yaygınlaşmıştır; ancak fazla vitamin alımının sağlık açısından fayda yerine ciddi zararlar verebileceğini belirten Doç. Dr. Faruk Abike, hekim gerekli görmedikçe bu tür vitamin takviyelerinden kaçınılması gerektiğini vurgulamaktadır.
5- Menopozda kanama ihmale gelmez!
Menopoza geçiş döneminde kanama düzensizlikleri yaşanabilmektedir; fakat çoğu kadın bu durumu ihmal etmektedir. Doç. Dr. Abike, “Oysa menopozda meydana gelen bir damla kanama bile normal değildir. Bu nedenle mutlaka ciddiye alınmalı ve bir hekime başvurulmalıdır. Bu kanamaların altında her zaman ciddi bir hastalık yatmayabilir, ancak kontrol edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde menopozda görülen ara kanamalar ‘menopozdandır’ denilerek normal kabul edildiğinde, önemli ve tehlikeli hastalık işaretleri gözden kaçabilir. Erken evrede yakalanabilecek bir kanserin ileri evrede ortaya çıkmasına neden olabilir” şeklinde uyarıda bulunmaktadır.
6- Rutin kontrollerinizi mutlaka yaptırın!
Son yıllarda tıptaki hızlı gelişmeler sayesinde erken tanı ve tedavi şansı artmıştır. Doç. Dr. Faruk Abike, her kadının yılda bir kez mutlaka jinekolojik kontrolden geçmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Erken tanının hayat kurtardığını belirten Abike, yıllık jinekolojik muayenelerin ihmal edilmemesi gerektiğini ve özellikle ailesinde kanser hikayesi bulunan kadınların daha sık kontrol yaptırmaları gerektiğini ifade etmektedir. “Kanserler genellikle belirti verdiklerinde evreleri ileri olmaktadır. Bu nedenle hiç şikayet yokken bile yıllık pap smear (rahim ağzı kanser tarama testi), jinekolojik muayene ve ultrasonografi yapılması son derece önemlidir. Özellikle 40 yaşından itibaren (ailesinde kanser öyküsü olanlarda daha erken başlamak üzere) yıllık mamografi taramaları meme kanserinin erken teşhisi açısından kritik öneme sahiptir” diye eklemektedir.
