CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Edirne Cezaevi’nde Demirtaş ve Mızraklı’yı Ziyaret Etti
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, beş günlük doğu turuna çıkmadan önce, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’yı ziyaret etmek amacıyla Edirne F Tipi Cezaevi’ne geldi. Ziyaret öncesinde Demirtaş’ın avukatı Ramazan Demir, Özel’e “Arafta Düet” adlı kitabı ve Demirtaş’ın kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetle ilgili hazırladığı çağrı metnini takdim etti.
Demirtaş, çağrı metninde, son dönemde artan kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet ve cinsel saldırılara dair önemli değerlendirmelerde bulunarak, “Kadınlar biz erkeklere sesleniyor, isyan ediyor, feryat ediyor, mücadele ediyorlar. Biz de kendimizle samimiyetle yüzleşerek kadınların mücadelesine omuz verelim” ifadelerine yer verdi.
Özel, Edirne Cezaevi’nde
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yarın Doğu illeri turuna çıkacak. Bu gezisi öncesinde, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’yı ziyaret etmek için bugün Edirne F Tipi Cezaevi’ne geldi. Özel’e, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da eşlik etti. Cezaevine saat 11.20’de ulaşan Özel’i, Demirtaş’ın avukatı Ramazan Demir karşıladı ve ona “Arafta Düet” kitabını ile birlikte Demirtaş’ın çağrı metnini sundu. Daha sonrasında Özel, Demirtaş ve Mızraklı ile görüşmek üzere cezaevinin içerisine girdi.
Demirtaş’ın Zihniyetle Yüzleşme Çağrısı
Demirtaş, çağrı metninde şunları belirtti:
“Zihniyetimizle Yüzleşme Çağrısı”
Bu çağrı, benim de aralarında bulunduğum tüm erkeklere, zihniyetimizle yüzleşme çağrısıdır. Kadınlara yönelik cinayetler, şiddet, tecavüz ve taciz olayları, kan dondurucu bir vahşet boyutuna ulaştı. Kadınlar için sokaklar, iş yerleri, okullar, hastaneler ve hatta yaşadıkları evler cehennem azabına dönüştü; bu durum toplumsal kaygı yaratmaktadır.
“Erkeklerin de Elimizi Taşın Altına Koymamız Gerekiyor”
Bir erkek olarak bu konuda çağrı yapmak dahi zor, çünkü cinsiyet olarak fail olan tarafta yer aldığımı biliyorum. Kadınların maruz kaldığı şiddet, bireysel değil, toplumsal bir sorunun yansımasıdır ve bu soruna karşı mücadeleyi yalnızca kadınların omzuna yüklemek yerine biz erkeklerin de elimizi taşın altına koymamız gerektiği açıktır.
“Erkek Egemen Zihniyetin Oluşumuna Hepimiz Katkıda Bulunduk”
Tüm erkeklere sesleniyorum; bir dakikalığına durup düşünelim; suçu ve suçluyu başka yerlerde aramayalım. Bu düzenin yaratılmasından, şiddeti besleyen zihniyetin oluşmasından kaynaklanan söylemlerimizle ve eylemlerimizle hepimiz sorumluyuz. Sorgulamaya ve değişime kendimizden başlayalım. Biz erkekler doğuştan bu kadar vahşi ve acımasız değiliz; erkek egemen zihniyeti adım adım biz yarattık ve bu şiddet döngüsünün kurulmasına biz sebep olduk. O halde eşit, adil ve güvenli bir yaşam inşa edilmesine fırsat sunma sorumluluğu da bizdedir. Kalıcı bir çözüm bulmak için, erkeklerin bu konudaki sorumluluğu, sessiz kalmaktan öte, hem özeleştiri yapmak hem de sistemi dönüştürmeye yönelik taleplere destek olmaktır. Ancak bu destek, kadınlara ne yapmaları gerektiğini söyleyen bir dil yerine, onların yanında yer alarak ve dinleyerek verilmelidir. Bu yazı, toplum olarak sorumluluklarımızı yeniden hatırlamak amacıyla kaleme alındı.
“Kadınlar İsyan ve Feryat Ediyor”
Unutmayın; kadınlar, biz erkeklere sesleniyor, isyan ediyor, feryat ediyor ve mücadele ediyorlar. Biz de kendimizle samimiyetle yüzleşerek, kadınların mücadelesine omuz verelim.
“Kadınların Çığlığını Duyuyoruz” Diyelim
Bu utanca, bu vahşete ve barbarlığa ortak olmak istemeyen tüm erkeklere çağrım; gelin her yerde yüksek sesle haykıralım ve “Kadınların çığlığını duyuyoruz” diyelim.
Erdoğan, Özel ve Siyasetçilere Çağrı
Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, bugün ziyaretimize gelen Sayın Özgür Özel’e, tüm siyasi parti liderlerine, milletvekillerine, yargı mensuplarına, barolara, belediyelere, sivil toplum örgütlerine ve güvenlik bürokrasisine çağrım var: Acil ve etkili tedbirler için lütfen iş birliği yapın, kadınların isyanını ve haklı taleplerini duyun. Siyasetteki erkek egemen dili, modeli, politikaları ve uygulamaları değiştirerek işe başlayalım.
“Özgürlük ve Demokrasi Herkes İçin Hayata Geçmeden Barış da Sağlanamaz”
Toplumsal barışı inşa etmek istiyorsak, gelin önce buradan başlayalım. Çünkü özgürlük ve demokrasi herkes için hayata geçmeden barış da sağlanamaz.
Acil Önlemler
- İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalanmalı ya da iptalinden vazgeçilmeli. Sözleşmede yer alan tüm maddelerin uygulanması için ivedilikle harekete geçilmeli.
- Kadınlara yönelik suçlarda cezasızlığa son verilmeli. Tehdit, hakaret, şantaj, ısrarlı takip gibi suçlarda da tutuklama dahil cezai ve kontrol tedbirleri uygulanmalı.
- Devlet kurumları ve yöneticileri, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığa karşı net bir tutum sergilemeli ve kadın aleyhine açıklamalardan kaçınmalı.
- Kadına yönelik tehdit ve şiddet suçu şikayete bağlı olmamalı, şikayet olursa da şikayetçinin ismi ve adresi gizlenmeli, soruşturma kamu adına yürütülmeli ve Bakanlık soruşturmanın bizzat tarafı olmalı.
- Kadına yönelik şiddet ve cinayet soruşturmalarını, kadına yönelik şiddete karşı düzenli eğitim ve destek alan polisler, savcılar ve hakimler yürütmeli.
- Kadına yönelik tehdit ve şiddet, katalog suçlara dahil edilmeli ve tutuklama sebebi sayılmalıdır.
- Bakanlıkça geliştirilecek bir uygulama ile kadınlar, telefonlarından tek tuşla o anki baz istasyonundan sinyal alan tüm telefonlara yardım sinyali gönderebilmelidir.
- Sokak aydınlatması olmayan tek bir park ve sokak kalmamalı.
- Gece ve gündüz; park, sokak, meydan ve caddelerde güvenlik tedbirleri arttırılmalı.
- 6284 sayılı yasada yer alan elektronik kelepçe, tüm riskli vakalarda uygulanmalı.
Orta Vadeli Önlemler
- Kadın hakları ve toplumsal cinsiyet konuları ilkokuldan itibaren zorunlu ders olarak müfredata dahil edilmeli.
- Kadınlara yönelik istihdam olanakları arttırılmalı, tüm iş yaşamında kadınlara iş güvencesi ile eşit işe eşit ücret politikası uygulanmalı.
- Sığınak sayıları arttırılmalı, sığınaklardaki kadınları güçlendirme politikalarına önem ve öncelik verilmeli.
- Ücretsiz olarak 7/24 herkesin ulaşabileceği, her dilde hizmet veren Alo Şiddet hattı kurulmalı.
- Tüm il ve ilçelerde yaygın halk eğitimleri, paneller, açık oturumlar ve konferanslar düzenlenerek erkeklerin bilinci arttırılmalı. Tüm billboardlarda her ay, bir hafta boyunca sadece bu konuda duyarlılık çağrısı yapan afişlere ücretsiz yer ayrılmalı.
- Özel televizyon kanalları ve TRT’nin tüm kanallarından, her gün kamu spotu niteliğinde yayınlarla bu konu işlenmeli. Hazırlanacak video hakkında kadın örgütlerinden görüş alınmalı.
- Televizyon dizilerindeki kadına yönelik şiddet içeren sahnelere son verilmeli.
- Kadın örgütlerinin talepleri doğrultusunda ve İstanbul Sözleşmesi’nde de yer alan Cinsel Saldırı Kriz Merkezleri kurulmalı.
- Tüm illerde, kadın örgütlerinin de yer aldığı kadına dönük şiddet ve ayrımcılığa son koordinasyonları kurulmalı.
- 6284 sayılı yasadaki koruyucu ve önleyici tedbirler, kadınların talebi halinde hızlıca alınmalı, yasanın tartışılmasına son verilmeli.
- Kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz kapsamında hüküm giymiş kişilerin cezaevinde kadınlara dönük ayrımcılık ve şiddete karşı zorunlu eğitim almaları sağlanmalı.
- Bu çalışmaların tümü, kadın örgütleri ve ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla ortak irade ve birlikte çalışmayla hayata geçirilmeli, şiddete karşı mücadelede yan yana ve kararlı bir duruş sergilenmelidir.
Kaynak: Sözcü