Her insan ne zaman öleceğini merak eder. Ama kimse kimseye ölüm tarihini bildiremez. Tabii ki sağlıklı yaşamanın normal ömür süresini uzattığı, sağlıksız yaşamanın ise kısalttığı bilinir. New York merkezli bir biyoteknoloji şirketi olan Tally Health ise yanak hücrelerindeki tükürük örneklerini analiz ederek biyolojik yaşı hesaplayabilen “CheekAge” adlı bir epigenetik saat geliştirdiğini açıkladı. (CheekAge: Yanak yaşı. Epigenetik: DNA değişikliklerini inceleyen bilim dalı). Açıklamaya göre, CheekAge, yanak hücrelerinden alınan tükürük örneklerindeki DNA’ları inceledi.
DNA’daki değişikliklerin analizinin, kişinin bir yıl içinde ölüp ölmeyeceğini gösterdiği bildirildi. Epigenetik saatin kişinin gerçek yaşından ziyade hücrelerinin ne kadar yaşlı olduğunu analiz ettiği bildirildi. Uzmanlar, “Biyolojik yaş genetik, stres, uyku, beslenme ve sigara içme gibi faktörlerden etkilenebilir, bir kişinin gerçek yaşından daha yüksek veya düşük olabilir” dedi. Uzmanlar, epigenetik saati geliştirmek için ölmüş 1.513 kişinin verilerini inceledi. Analizler, DNA’daki değişimlerin ölüm oranıyla önemli ölçüde bağlantılı olduğunu ortaya koydu. Epigenetik saatin gelecekte yaşayanlar üzerinde uygulanarak, geniş bir zaman içinde ne zaman öleceklerinin tahmin edilebileceği ifade edildi.
‘Sağlıklı yaşamayı teşvik edebilir’
– King’s College London’da Kök Hücre Bilimleri Profesörü Dusko Ilic: “Epigenetik saatler somut tahminler yerine risk değerlendirmeleri sağlıyor. CheeseAge de ölüme odaklanmak yerine sağlıklı yaşlanmayı teşvik ederse daha faydalı olur.”
– Bath Üniversitesi’nde Epigenetik Profesörü Adele Murrell: “DNA’daki değişiklikler teorik olarak geri döndürülebilir. Söz konusu epigenetik saat de insanlara erken bir ölüme doğru gittikleri, daha sağlıklı yaşamaları konusunda uyarıcı olabilir. Öte yandan DNA’daki değişimler sağlıksız yaşam tarzlarıyla yakından bağlantılıdır ve epigenetik test yapılmadan da görülebilir.”
Asırlık hayatın sırları
Dün 100 yaşına basan ve yaşamını bakımevinde sürdüren ABD’nin eski başkanı Jimmy Carter’ın torunu Jason Carter, dedesinin uzun ömrünün sırlarını şöyle açıkladı: “Ağır kanser vakasını yenerek hayatta kalan dedem, hayatı boyunca egzersiz yaptı, her gün açık havada koştu ve tenis oynadı, yüzdü, bisiklet sürdü, sağlıklı beslendi, geçen yıl kaybettiğimiz babaannemle mutlu yaşadı, sevgiye, arkadaşlığa, amaç edinmeye, hayır işlerine önem verdi. Şimdi ise fiziksel olarak çok gerilese de duygusal olarak hâlâ iyi, gülüyor, seviyor.”