Sinemacı, eserlerinde özellikle Nâzım Hikmet’in şiirlerinden ilham aldığını vurguladı. Bu bağlamda, Filistin’de yaşanan trajik olaylar hakkında da dikkat çeken bir yorumda bulundu. “Televizyonda sürekli aynı sahnelerin ve efektlerin döndüğünü görüyoruz,” dedi. Bu durumun zamanla izleyiciler üzerinde bir alışkanlık oluşturduğunu belirtti ve ekledi: “Artık bu görüntüler, bizlere doğal gelmeye başladı. Ancak bu sürekli tekrarlama, izleyiciye yeni bir şey katmıyor.”
Sinema ve belgesel üretiminin önemine değinerek, “Film ya da belgesel, izleyiciye düşünme alanı yaratıyor. Bu tür yapımlar, zamanla izleyicinin fikir üretmesine olanak tanıyor,” şeklinde konuştu. Sinemanın en verimli yanının, hafıza oluşturma kapasitesi olduğunu belirten sinemacı, televizyonun ise unutkanlık yaratma eğiliminde olduğunu ifade etti. Bu durum, izleyicilerin olayları anlama ve düşünme becerilerini olumsuz etkileyebiliyor.