İstanbul’da cuma günü kendisi gibi 19 yaşında olan Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’i öldürdükten sonra intihar eden Semih Çelik isimli caniyle ilgili araştırmalar sürüyor. Katilin telefonunda yapılan incelemede, bir mesajlaşma uygulaması üzerinden üyesi olduğu bir grupta “incel” olarak isimlendirilen kişilerle iletişimde olduğu ortaya çıktı. İngilizce “involuntary celibacy” (istemsiz bekâr) tamlamasının kısaltılmışı olan “incel”, kadınlara ve yaşadıkları topluma düşman, şiddet yanlısı kişileri ifade ediyor.
Semih Çelik’in işlediği cinayetlerden bir gün sonra internette yayılan ve bu görüşlere sahip kişilerin yer aldığı bir mesajlaşma uygulamasındaki gruptan alındığı belirlenen “destekleyici”, “övücü” paylaşımlar üzerine polis, yurt genelinde büyük takip başlattı.
TAKİP EDİLİYOR
81 İl Emniyet Müdürlüğü’nün Siber devriye ekiplerince 7/24 usulüyle internet üzerinden yürütülen takip ve izleme çalışmalarında, “incel” akımı başta olmak üzere, cinsel ya da şiddet ve ırkçılık içerikli yayın ve paylaşım yapan hesap ve siteler gözlem altına alınmaya başlandı. Emniyet güçlerinin, ağustos ayında Eskişehir’de “aşırı sağcı” semboller kullanan bir saldırgan tarafından gerçekleştirilen bıçaklı saldırıya da sahip çıkan yapı üzerindeki çalışmalarının operasyon ve gözaltılara dönüşmesi bekleniyor.(Ferit Zengin-Milliyet)
Katil Semih Çelik’in babası A.Ç. verdiği ifadeye şu sözlerle başladı. “Bir oğlum bir kızım var kayınpederimin evinde oturuyoruz. Pandemiden önce lise 3’te okuduğu sırada öğretmen çağırıp bize bir arkadaşını söyleyerek ‘Ondan uzak dursun’ demişti. O dönemde Semih’e almış olduğum bilgisayar ile evde devamlı vakit geçiriyordu. Odasına ben, annesi ya da ablası girdiğinde hemen telaşla bilgisayarını kapatıyordu. Bilgisayarı şifreli olduğu için de ne yaptığını, kimle görüştüğünü kontrol edemiyorduk. Daha sonra kendisi bize okumayacağını söyledi. Ben de kendisine neden böyle düşünüyorsun dediğimde ‘Bana okuyup büyük adam olacağım da, bilim adamı olacağım da ne olacak’ diyordu. Dışardan okuyup liseyi bitirdi” ifadelerini kullandı.
A.Ç. ifadesinin devamında; “1 Mart 2022 günü öğlen saatlerinde Semih’in okul arkadaşı İkbal Uzuner’in annesi eşimi arayarak, ‘Senin oğlun benim kızımın beynini yıkamış, beraber intihar edecekler’ demiş. Aynı gün akşam saatlerinde Semih’in sol göğüs bölgesinden kendisini bıçaklayarak intihara teşebbüs ettiğini öğrendik. Bu konuda Çocuk Şube’de ifade verdi. Bu olaydan ötürü muayenesi Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi’nde oldu. Psikoloji üzerine ilaç tedavisi üzerine 3 hafta bu hastanede yattı.” şeklinde konuştu.
Oğlunun bir süre sonra kasap olmak istediğini belirten baba A.Ç; “Kendisi Rami Meydan’da bir iş yerinde çalışmaya başladı. Kasaplığı öğrendi. En son Bayrampaşa’da çalışıyordu. Bundan 9 ay kadar önce bıraktı. Evde kendisinin altın birikimleri vardı. İhtiyaçlarını bunları satarak karşılıyordu. Kendisi 2 yıldan beri uyuşturucu madde kullanıyordu. Davranış değişikliğinden, duygu durum bozukluğundan bunu tahmin edebiliyordum. Ama uyuşturucu maddeyi nerden, nasıl temin ettiği hakkında bilgim yoktu” dedi.
Baba A.Ç; “Bundan 1 yıl kadar önce Semih’in odasına girdiğimde çizdiği insan psikolojisini korkutan şeytana benzer kara kalem resimler gördüm. Semih’e bu resimlerin ne olduğunu sorduğumuzda bizlere ‘Anlamazsınız, düşünce yapılarımız değişik’ diyerek başka açıklama yapmıyordu. Biz de üzerine gitmiyorduk.
Semih yukarıda beyan ettiğim intihara teşebbüs olayından sonra İkbal Uzuner’den ayrıldı. Bundan 1 yıl kadar önce Semih bıraktığı liseden sınıf arkadaşı Ayşenur Halil isimli kızla çıkmaya başladı. Ayşenur Pazartesi günleri ikametimize gelirdi. 12:00 -17:00 arası Semih ile Ayşenur evde tek başlarına vakit geçirirlerdi. Aynı zamanda dışarıda da buluşurlardı” diye anlattı.
Katil zanlısının, ablası ve annesiyle birlikte ablasının üniversite kazandığı Ankara’ya gittiklerini anlatan baba A.Ç; “Annesi orada kaldı, Semih geldi. 1 hafta kadar evde ikimiz yaşadık. Ben işe gittiğimde Semih’te evde tek başına telefonuyla vakit geçiriyordu. Sadece ihtiyaçları için dışarı çıkıyordu. Hava almak için dışarı çıkmazdı. Olay günü yani 4 Ekim Cuma günü saat 05:30 sıralarında ikametimde uyandım. Evden çıktım sabah 10:44 sıralarında oğlumu arayıp Semih’e ‘Oğlum işten dolayı ben bu akşam geç geleceğim’ dedim. Kendisi de bana ‘Ayşenur evde, gün içinde sakın gelmeyesin baba” dedi. Ben dışarıda bulunduğum sırada eşim arayarak ‘Polisler evde, çabuk eve geç’ dedi. Ben de eve geldiğimde polislerden öğrendim” dedi.
Baba A.Ç; “Bundan 3 yıl kadar önce Çapa Tıp Fakültesi’nde Doktor Semih’e psikolojik bir ilaç yazmıştı ama Semih doktorun yazdığı ilacı kullanmıyordu. Semih ara ara evde şarap, bira gibi alkol alırdı ama 3 ay kadardır uyuşturucu kullanmıyordu. Çünkü uyuşturucu madde alacak parası yoktu. 2023 yılı Kış ayında Semih’in odasına girdiğimde penceresi açık ve odası buz gibiydi. Ben de kendisine ‘Hayırdır ne yapıyorsun’ diyerek penceresini kapatmak isterken, yanıma gelerek ‘Hayır, kapatma camı’ diyerek eliyle gökyüzünü işaret ederek ‘Bak bakalım ne görüyorsun’ dedi. Ben de karanlık bir şey görmüyorum dedim. Kendisi de bana ‘Sen benim gördüğümü göremiyorsun’ dedi.” şeklinde konuştu.
Semih’in bu yaz evde otururken babasına “Baba, gideceğimiz yerde mutlu olacağımı bilsen üzülür müsün?’ dedi. Ben de kendisine Rabbimiz canı ben verdim, ben alırım, intihar günahtır diyor’ dedim. ‘Hayır, öyle bir şey yok. Saçma sapan onlar, sen beni, anlayamazsın’ dedi. Ben kendisine oğlum önünde bir hayat var dedim. ‘Ben o kadar uzun yaşamayacağım, ben o günleri görmem’ dedi. Devamlı bize ‘Bu hayat boş’ diyordu. Semih sadece Ayşenur ile görüşüyordu. Görüştüğü başka bir arkadaşı olup olmadığını bilmiyorum.” açıklamasında bulundu.
Oğlunun kasaplıktan edindiği et kesme aletlerini odasında tuttuğunu kaydeden baba; “Ben bu aletleri almak istediğimde aşırı sinirlenerek ‘Sakın dokunma, onlar benim’ dedi. Ben de üzerine gidersem kendisine bir zarar veririm diye korktuğumdan ‘Tamam’ dedim. Eşimden öğrendiğim kadarıyla olay günü 11:00 sıralarında telefon üzerinden görüntülü Semih’i aramış, Semih ve evde yanında bulunan kız arkadaşı Ayşenur ile görüşmüş. Herhangi bir sorun yokmuş.” ifadelerini kullandı.
Baba A.Ç; “Eşim Semih’in 16 yaşından itibaren, pandemide eve kapanması ile ‘Tanrı bizi niye yarattı, madem öleceğimizi biliyordu, niye yarattı’ gibi varoluşa dair sorular sorduğunu bana söylemişti. Semih hakkında okul öğretmenleri zeki bir çocuk olduğunu, hatta lisede rehber öğretmeni ‘Bu çocuk yazılım üzerine yetenekli, bilgisayar alırsanız bu konuda kendisini geliştirebilir’ dedi. Semih’e ‘O bilgisayarı incelemeye götüreceğim’ dediğimde kıyameti kopardı. ‘Eve kapanmayacağım’ diyerek ağlamaya başladı. Ben de üzerine gitmedim. Bu bilgisayar evimizde değil. Semih kasalı bilgisayarı parça parça internet üzerinden 3 yıl önce sattı. Semih’in bilgisayarda ya da telefonu ile hangi sitelere girdiği, kim ya da kimlerle irtibat kurduğu, beyninin kim ya da kimler tarafından yıkanmış olduğu hakkında bilgim yok.16 yaşına gelmeden önce de imanlı biriydi. Namazını da kılıyordu. Hatta bana neden Namaz kılmıyorsun, cehennemde yanacaksın’ da demişti.” şeklinde ifade verdi. (Sabah)