Su Ayıları ve Radyasyona Karşı Dayanıklılıkları
Dünyanın en dayanıklı canlıları arasında yer alan su ayıları (tardigrad), son zamanlarda bilim insanlarına radyasyona karşı sahip oldukları direnç hakkında yeni ipuçları sunan bir keşifle gündeme geldi. Çin’de keşfedilen Hypsibius henanensis adı verilen bu yeni tür, yapılan genetik analizler sonucunda 14.701 protein kodlayan gen içerdiği belirlenmiştir. Bu genlerden yaklaşık %30’u, yani 4.436’sı, yalnızca su ayılarına özgü olarak tanımlanmıştır.
Çalışma sırasında, araştırmacılar bu küçük mikro canlıları radyasyon patlamalarına maruz bırakarak gen ifadesi ve protein üretimlerinin nasıl etkilendiğini incelemişlerdir. Elde edilen veriler, su ayılarının hayatta kalma “süper gücü” olarak adlandırılan biyolojik mekanizmaların anlaşılmasına büyük katkılar sağlamıştır.
Radyasyona Karşı Direnç Mekanizmaları
Araştırmacılar üç temel bulguya ulaşmışlardır:
- DODA1 adlı bir genin, bakterilerden geçiş yaptığı düşünülmekte ve bu gen, radyasyonun oluşturduğu zararlı molekülleri nötralize eden betalain pigmentlerinin üretiminden sorumludur.
- Su ayılarına özgü TRID1 adlı bir protein, DNA’nın onarım sürecini hızlandırmaktadır.
- Enerji üretimini destekleyen BCS1 ve NDUFB8 proteinlerinin üretiminde de önemli bir artış gözlemlenmiştir.
Bu bulgular, daha önce bilinen yüksek hızda DNA onarımı gibi özelliklere ek olarak, H. henanensis üzerinde yapılan daha detaylı incelemelerin, radyasyona karşı direnç mekanizmaları hakkında önemli bilgiler sunduğunu göstermektedir. Bu üç koruyucu süreç bir araya geldiğinde, su ayılarının radyasyonun zararlı etkilerine karşı daha dirençli hale gelmesine yardımcı olmaktadır. Araştırmacılar, bu koruyucu mekanizmaların tüm su ayısı türlerinde ortak olup olmadığını belirlemek için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurgulamaktadırlar.
Şu ana kadar tanımlanmış yaklaşık 1.500 su ayısı türü bulunmaktadır. Araştırmanın sonuçları, daha önce Hypsibius exemplaris türü üzerinde yapılan çalışmaları da desteklemekte; bu canlıların radyasyon algılandığında DNA onarım genlerini hızla aktive ettiklerini ortaya koymaktadır.
Elde edilen bu bulgular, su ayıları için olduğu kadar insanlar için de büyük önem taşımaktadır. Su ayılarının olağanüstü dayanıklılık yetenekleri, insan vücudunu aşırı koşullara, özellikle de uzun uzay yolculukları sırasında daha iyi korumak için önemli ipuçları sağlamaktadır. Tardigradların, yaklaşık 541 milyon yıl önce Kambriyen Dönemi’nde ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Mikroskobik Canlı: Tardigrad
Tardigradlar, halk arasında su ayısı olarak bilinen, mikroskobik boyutta olan canlılardır. Dünya üzerindeki en dayanıklı organizmalardan biri olarak kabul edilen bu canlılar, yaklaşık 0.5 milimetre boyutundadır ve en zorlu koşullarda hayatta kalma yetenekleri ile dikkat çekmektedir. Aşırı sıcaklık, basınç, susuzluk ve radyasyon gibi sert şartlar altında bile yaşayabilen tardigradlar, bu özellikleri sayesinde bilim dünyasında büyük bir ilgi görmektedir. Genellikle nemli ortamlarda, yosunlar ve likenler gibi doğal alanlarda yaşayan tardigradların yaklaşık 1.500 türü bulunmaktadır.
Tardigradlar, aşırı sıcaklık koşullarına karşı son derece dayanıklıdır. Çoğu tür, yaklaşık -150°C (neredeyse mutlak sıfır) gibi aşırı düşük sıcaklıklarda ve 250°C’ye kadar çıkan yüksek sıcaklıklarda hayatta kalabilme yeteneğine sahiptir.
Kaynak: Sözcü