Sınırlar ve Sığınmacı Krizi
Türkiye, son yıllarda sığınmacı akınlarıyla karşı karşıya kaldı ve bu durum sınırlarının adeta delik deşik olmasına yol açtı. Milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapmanın yanı sıra, şimdi de Lübnan ve Afganistan’dan gelecek yeni göç dalgalarıyla yüzleşmek zorunda kalabiliriz. İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, bu süreçle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Çömez, “Orta Doğu’daki yangın, belirsizlik ve kaotik ortam, yeni ve ağır bir sığınmacı yükü getirme riski taşıyor” diyerek durumu özetledi.
Çömez, SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada, “Türkiye, 2003 yılında imzaladığı Ottowa Sözleşmesi ile sınırlarındaki mayınları kaldırma sürecini başlattı. Önce güney sınırımız, ardından da Avrupa Birliği’nden gelen 21 milyon dolarlık destekle doğu sınırındaki mayınlar temizlendi” ifadelerini kullandı.
İsrail Saldırıları ve Yeni Sığınmacı Riskleri
Çömez, İsrail’in saldırılarının Türkiye için yeni bir sığınmacı riski doğurduğunu vurguladı. “İsrail, Gazze’de özellikle tarım arazilerini bombalayarak, hayatta kalanların gıda kriziyle yüzleşmesini ve göç etmek zorunda kalmasını amaçlıyor. Bu durum, Gazze’deki Filistinlilerin Ürdün veya Türkiye’ye yönelmesini teşvik ediyor. İsrail, bunun için Mısır’ın dış borcunu ödemeyi dahi teklif etti” dedi.
Lübnan’da, 1.5 milyon Suriyeli sığınmacının bulunduğunu belirten Çömez, “İsrail saldırıları sonrası 300 binden fazla sığınmacı geri döndü, ancak güney sınırımızdan Türkiye’ye geçme riski hâlâ devam ediyor. Ayrıca, İran’da 4 milyondan fazla Afgan sığınmacı bulunuyor. Bu kişilerin Türkiye’ye geçme ihtimali giderek artıyor; özellikle İsrail İran’a hava saldırıları düzenlerse, bu Afganların Türkiye’ye gelmesi kaçınılmaz hale gelebilir” diye ekledi.
Sonuç olarak, Çömez, “İktidarın bu konuda ne kadar öngörülü ve hazırlıklı olduğu konusunda ciddi endişeler var” şeklinde sözlerini tamamladı.
Kaynak: Sözcü