1. Haberler
  2. Gündem
  3. Yenidoğan Bebek Çetesi Soruşturması: Dr. Malik Türkan Esin’in Açıklamaları

Yenidoğan Bebek Çetesi Soruşturması: Dr. Malik Türkan Esin’in Açıklamaları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarihindeki en büyük operasyonlardan biri olarak değerlendirilen “Yenidoğan bebek çetesi” soruşturmasının başlangıcında önemli bir rol üstlenen Dr. Malik Türkan Esin, dönemin İl Sağlık Müdürlüğü Özel Hastaneler Denetim Birimi Uzmanı olarak yaptığı denetimlerle bu süreci başlattı. Şu anda Taksim İlkyardım Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Başhekim Yardımcısı olarak görev yapan Dr. Esin, yaşanan olayların detaylarını aktardı.

Dr. Esin, “SGK’nın dolandırılmasına yönelik şüphesiyle başlatılan incelemelerin, bebek ölümlerine uzanan bir sürece dönüştüğünü” belirtti. Bu sürecin, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan bir komisyon sayesinde titiz ve gizli bir şekilde yürütüldüğünü ifade etti. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, “bilgi sahibi” sıfatıyla ifadelerine yer verilen Dr. Esin, dönemin İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun talimatıyla kurulan komisyonun, İstanbul Emniyeti ile iş birliği yaptığını ve çete üyelerinin bu süreç sonucunda tutuklandığını aktardı.

Dr. Esin, “Eğer işin içinde olmasaydım, yapılan dinlemelerin kayıtlarını dinlemeseydim, bu durumu bir korku filmi ya da kasıtlı olarak sağlık camiasını lekelemek amacıyla yapılabilecek bir iş olarak düşünebilirdim. Bir bebeğe böyle bir şeyin yapılabileceğini aklım kabul etmiyor” dedi.

Tüm Sağlık Kurumları Her Yıl 3-4 Defa Denetleniyor

Dr. Esin, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Özel Hastaneler Denetim Birimi olarak, İstanbul’daki tüm sağlık kuruluşlarını, diş hekimliğinden hastanelere, dispanserlerden polikliniklere kadar düzenli olarak denetlediklerini belirtti. Bu rutin denetimlerin yanı sıra, CİMER şikayetlerini de dikkate alarak denetimler gerçekleştirdiklerini ifade etti. Dr. Esin, şu bilgileri paylaştı:

  • 2023 yılı denetimleri başladığında hastanelere ve dispanserlere ekiplerimizle denetimlere gitmeye başladık.
  • Her sağlık kuruluşunu yılda 2-3 kez, farklı sebeplerle denetliyoruz.
  • Yılbaşı sonrası normal denetimlerimizi yaparken, 3. ayda gelen bir CİMER şikayetinde bir hastane ismi verilerek, burada çalışan doktorun daha önce bir terör örgütü ile irtibatlı olduğu yönünde bilgiler aldık.
  • Bu kişi, bir organizasyonla yenidoğan bebeklerle ilgili yoğun bakımlarda SGK’yı dolandırmak amacıyla işlemler yapıyordu.
  • İhbarda bulunan hastane ve diğer hastaneleri bu gözle de denetlemeye başladık.
  • Ayrıca, daha önce tutanak tuttuğumuz ya da cezai işlem başlattığımız kurumlarla ilgili geriye dönük inceleme yaptık.

İşin ciddiyetini öğrendiklerinde, o dönemdeki görevleri gereği Dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu’na giderek, “Böyle bir CİMER şikayeti var. Yaptığımız denetim ve araştırmalar bu ihbarı doğruluyor. Bununla ilgili özel bir çalışma yürütmek istiyoruz” dedik. Prof. Memişoğlu, “Sonuna kadar gidin” diyerek destek verdi.

İl Sağlık Müdürü’nün Talimatıyla Özel Ekip Oluşturuldu

Bu gelişmelerin ardından özel bir ekip taleplerinin olduğunu belirten Dr. Esin, Prof. Dr. Memişoğlu’nun destekleriyle, farklı kurumlardan yenidoğan yoğun bakım doktorlarının da yer aldığı bir komisyon oluşturduklarını vurguladı. Dr. Esin, “SGK dolandırılıyordu ama bebeklerin de zarar görmesi söz konusuydu. Para için bebeklere zarar veren bir yapı, bazı bebeklerin daha fazla zarar görmeden bu işin önüne geçebilmek için yaptığımız denetimlerin yeterli olmayacağını bildiğimiz için, bu kişilerin kendi aralarındaki konuşmaların, kayıtların, mesai sonrası görüşmelerin ve takiplerin yapılması gerekiyordu” dedi.

Bunun için polisle iş birliği yapmaları gerektiğini ifade eden Dr. Esin, “Elimizdeki evraklarla, İl Sağlık Müdürlüğü yazısıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne başvurduk. Onlar da özel bir ekip kurdular. Bizim şüphelendiğimiz kişilere dair tuttuğumuz tutanakların incelemesini yaptılar ve bu kişilerin telefonlarını dinlemeye, takip etmeye ve harcamalarını kontrol etmeye başladılar. Olayın sonraki kısmı tamamen emniyetin sorumluluğunda devam etti.” dedi.

Sızmaması İçin Süreç Gizli Tutuldu

Soruşturmanın güvenliği açısından yapılan takip ve incelemelerin dışarı sızmaması için, sürece çok fazla kişinin dahil edilmediğini vurgulayan Dr. Esin, “Olayın asıl vahameti, emniyetin sürece dahil olmasıyla ortaya çıktı. Başlangıçta bir kişiyle yapılan dinlemeler sonucunda, diğer adı geçen isimler ve hastaneler de emniyetin takibine girdi.” dedi. Soruşturmanın bu aşamaya gelmesinin, gizlilik içerisinde yürütülen titiz takiplerin sonucu olduğunu belirtti.

Yenidoğan Bebek Çetesi Soruşturması: Dr. Malik Türkan Esin'in Açıklamaları

Dr. Esin, “Bu aşamadan sonra emniyete sadece dinlemelerde danışmanlık hizmeti vererek süreçte yer aldık. Yani konuşma ya da yazışmalarda bazı teknik terimler ve tıbbi bilgiler konusunda polise yardımcı olduk. Yaklaşık 6-7 aylık titiz bir araştırma sonucunda 2024 yılına geldik. Emniyet, bir gece vakti şüphelileri gözaltına almaya başladı. Olayda daha ağır olan kısım, emniyetin aldığı ifadeler ve bu ifadelerde yapılan itiraflardı.” şeklinde ifade etti.

“İfadelerin Tamamını Savcılık Aşamasına Kadar Görmedik”

Emniyetin aldığı ifadelerin tamamını, soruşturma bitip savcılık aşamasına gelene kadar görmediklerini kaydeden Dr. Esin, “Bizim yaptığımız daha çok, sağlık sisteminin yasal cezaları ile ilgili incelemeler, kurumsal cezalar, kapatma cezaları ya da hastanedeki ilgili servisin boşaltılması gibi cezaları içeriyordu.” dedi. Dr. Esin, bu korkunç olaya karışan doktor ve sağlık personelinin birkaç kişi düzeyinde bir yapı olduğunu belirterek, “Öyle 50-100-500 gibi bir rakam değil söz konusu olan. Yenidoğan bebekleri sabahlara kadar bakıp kurtaran hekim ve sağlık çalışanlarını göz önüne alırsak, her sektörde çıkabilecek çürük elmalar gibi.” dedi.

Dr. Esin, “Aynı kurumu senede 5-6 defa denetliyorsunuz, birinci denetimden kaçmayı başarsa bile, ikinciye üçüncüye mutlaka takılıyor. O yüzden ben bütün sağlık camiasının bu konuda bir kabahati ya da problemi olduğunu düşünmüyorum.” şeklinde konuştu.

“Gerçek Sebep Ancak Otopsi ile Belli Olur”

Yenidoğan olup yoğun bakımda takip edilmesi gereken bebeklerin çok riskli bir grup olduğunu belirten Dr. Esin, “Yoğun bakıma giren bebeklerin çoğu, özellikle 3. seviye yoğun bakımda olanlar, kaybedilme ihtimali olan, çok ağır vakalar olabiliyor. Bu yüzden, ‘Evet bu bebek ihmalden, evet bu bebek kendiliğinden, ya da doğumsal anomalisi nedeniyle vefat etti’ demek mümkün değil. Bu ancak yapılacak otopsiden sonra ortaya çıkar.” dedi.

Tüm Sağlık Camiasını Bunlarla Aynı Kefeye Koymak Çok Büyük Haksızlık

“Kayıtları dinlemesem, görmesem, bunun bir korku filmi veya sağlık camiasını kirletmek amacıyla yapılabilecek bir iş olduğunu düşünürdüm. Bir insan olarak bunun yapılabilmesi ciddi bir patoloji. Hele bir de bebeğe yapılmasını aklım kabul etmiyor.” diyerek yaşadığı dehşeti ifade eden Dr. Esin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kişilerin sağlıkçı, doktor, yenidoğan camiasının içinden bile sayılmaması gerekiyor. Kurtarılan bebekler göz önüne alındığında, bu olaydan dolayı birkaç kişinin yaptığını, tüm sağlık camiasına mal etmek, ciddi bir haksızlık olur. İstanbul’da her gün yüzlerce bebek doğuyor ve kurtarılıyor. İçinden patolojik bir yapı çıktı diye bunu tüm camiaya mal etmek, maalesef olabilecek en kötü şey.”

Kaynak: Sözcü

Yenidoğan Bebek Çetesi Soruşturması: Dr. Malik Türkan Esin’in Açıklamaları
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Sunum ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!